وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍۚ
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍۚ
Ayet, atıf harfi وَ ‘la kasemin cevabına matuftur. İsim cümlesidir. مَٓا olumsuzluk harfi olup لَيْسَ gibi amel eder. İsmini ref haberini nasb eder. صَاحِبُكُمْ kelimesi مَٓا ‘nın ismi olup lafzen merfûdur .Aynı zamanda muzaftır. بِ harf-i ceri zaiddir.
مَجْنُونٍ lafzen mecrur مَا ‘nın haberi olarak mahallen mansubdur. Muttasıl zamir كُمْ muzâfun ileyh olup mahallen mecrurdur.
مَجْنُونٍ kelimesi, sülâsi mücerredi جنن olan fiilin ism-i mef’ûludür.
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍۚ
Ayet atıf harfi وَ ‘la 19. ayetteki اِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَر۪يمٍۙ cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Müspet sıygadan menfi sıygaya iltifat sanatı vardır.
Sübut ve istimrar ifade eden menfi isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır. مَا nefy harfi ليس gibi amel etmiştir. بِ , tekid ifade eden zaid harftir.
Burada بِ harfi manayı pekiştirmek için gelmiş zaid harftir. Olumlu cümlelerde lâm harfinin tekid ifade ettiği gibi, olumsuz cümlelerde de لَيْسَ ve ما 'nın haberinin başında gelen بِ harfi tekit bildirir.
Kur'an-ı Kerim'de بِ harfi 22 yerde لَيْسَ ’nin, 19 yerde de ما ’nın haberinin başında zâid olarak gelmiştir. ( (Ali Bulut, Kur’ân-ı Kerim’de Itnâb Üslûbu)
وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ [Arkadaşınız bir deli değildir.] ayetinde güzel bir kinaye vardır. Yüce Allah, صَاحِبُكُمْ (arkadaşınız) kelimesini, Muhammed (sav)'den kinaye olarak kullanmıştır. (Safvetü’t Tefâsir, Âşûr)
Burada صَاحِبُكُمْ (arkadaşınız) vasfının zikredilmesi, bu yalanı uyduran Mekke kâfirlerinin, Peygamberimizin ahvalini pek iyi bildiklerine ve onun, kendisine nispet ettikleri vasıftan tamamıyla münezzeh olduğunu bildiklerine işaret etmek içindir.
Bazı İslam âlimleri, bu ayette zikredilen Cebrâil (as) ile Peygamberimizin vasıfları arasındaki açık farklılığa bakarak bu ayeti, Cebrâil’in, Peygamberimizden üstün olduğuna delil saymışlardır. Ancak bu, zayıf bir görüştür; çünkü bu ayette kastedilen, kâfirlerin, Peygamberimiz hakkında söyledikleri "Kur’an'ı ona ancak bir insan öğretiyor." ve "Acaba o, yalan yere Allah'a iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var?" şeklindeki sözlerinin reddidir. Yoksa maksat Cebrâil ile Peygamberimizin faziletlerini sayıp aralarında bir karşılaştırma yapmak değildir. (Ebüssuûd, Âşûr)