فَاَيْنَ تَذْهَبُونَۜ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | فَأَيْنَ | o halde nereye? |
|
2 | تَذْهَبُونَ | gidiyorsunuz |
|
فَاَيْنَ تَذْهَبُونَۜ
فَ mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, … إن تبيّن لكم أمر محمد والقرآن (Eğer size Muhammed’in ve Kur’an’ın durumu belli olduysa nereye gidiyorsunuz) şeklindedir.
اَيْنَ soru ism-i mekan zarfı olup, تَذْهَبُونَ fiiline mütealliktir. تَذْهَبُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.فَاَيْنَ تَذْهَبُونَۜ
Bu ayet, önceki ve sonraki ayetler arasında itiraziyyedir.
فَ , mahzuf şartın cevabının başına gelen rabıta harfidir. Şart üslubunda gelen terkipte, cevap cümlesi olan فَاَيْنَ تَذْهَبُونَ , inkarî istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.
İstifham üslubunda olmasına rağmen terkib, soru anlamında değildir. Cümle vaz edildiği anlamdan çıkarak inkâr ve uyarı anlamına gelmesi nedeniyle mecazı mürsel mürekkebdir. Ayrıca istifhamda tecâhül-i ârif sanatı söz konusudur.
Cevabı malum bir soru şeklindeki cümle, haber üslubundan daha etkili hale gelmiş ve onları yaptıkları davranışları düşünmeye, hak söze kulak vermeye çağırmıştır.
Takdiri, … إن تبيّن لكم أمر محمد والقرآن (Eğer size Muhammed’in ve Kur’an’ın durumu belli olduysa…) olan şart cümlesinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.
Mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Bilinen ve tahmini kolay olan hususları zikrederek ibareyi uzatmamak, dikkati asıl önemli yere yönlendirmek, karineye dayanarak terk edilen şeyleri muhatabın düşünce ve hayal gücüne bırakarak anlam zenginliği kazanmak gibi sebeplerle hazfe başvurulur. (TDV İslam Ansiklopedisi Îcâz Bah.)
اَيْنَ soru manası olan mekân zarfı olup تَذْهَبُونَ fiiline mütealliktir. Bütün mamullerin cümledeki yeri, aslında amilinden sonra gelmesidir. İstifham isminin amiline takdimi sadaret hakkı nedeniyledir.
Fiilin muzari sıygada gelmesi hudûs, teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir.
Muzari fiilin tercih edilmesi olayın zihinde daha kolay canlandırılması için de olabilir. Muzâri fiilin geldiği hâllerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Bu ayet, Kur'an konusunda yanlış yol izleyenlerin sapkınlığını dile getirmektedir. Bu söz, senin dosdoğru yol ortaya çıkmışken bu yolu terk eden kimseye karşı: ”İşte doğru yol! Nereye gidiyorsun," demene benzer. Onların bu hali, ana caddeyi terkedip eğri yola sapan kimsenin haline benzer. Sapkınlığını kınamak ve dile getirmek için ona: ”Nereye gidiyorsun," denir. Kur'an hakkında yakışıksız söz söyleyen kimselere de: ”Doğruluğu ve gerçekliği apaçık ortada olan bu yoldan daha emniyetli bir yol var mı ki ona tabi oluyorsunuz?" denir. (Rûhu’l Beyân, Âşûr)