قَالَ مُوسٰٓى اَتَقُولُونَ لِلْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَكُمْۜ اَسِحْرٌ هٰذَاۜ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُونَ
قَالَ مُوسٰٓى اَتَقُولُونَ لِلْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَكُمْۜ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. مُوسٰى fail olup elif üzere mukadder damme ile merfûdur.
Mekulü’l-kavli, اَتَقُولُونَ لِلْحَقِّ ’dır. تَقُولُونَ fiilinin mef’ûlün bihi olarak mahallen mansubdur.
Hemze istifham harfidir. تَقُولُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
لِلْحَقِّ car-mecruru تَقُولُونَ fiiline müteallıktır.
Mekulü’l-kavl cümlesi mahzuftur. Takdiri, إنّه لسحر şeklindedir.
لَمَّا kelimesi حين (...dığı zaman) manasında şart anlamı taşıyan zaman zarfıdır. Cümleye muzâf olur.
جَٓاءَكُمْ ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
جَٓاءَكُمْ fetha üzere mebni mazi fiildir.
Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur.
اَسِحْرٌ هٰذَاۜ
Hemze istifham harfidir. سِحْرٌ mukaddem haber olup lafzen merfûdur. هٰذَا işaret ismi, muahhar mübteda olup lafzen merfûdur.
وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُونَ
وَ haliyyedir. لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. يُفْلِحُ merfû muzari fiildir.
السَّاحِرُونَ fail olup ref alameti وَ ’dır. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.
السَّاحِرُونَ kelimesi sülâsî mücerred olan سحر fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail: Eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَالَ مُوسٰٓى اَتَقُولُونَ لِلْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَكُمْۜ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir.
Müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli olan اَتَقُولُونَ لِلْحَقِّ cümlesi, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen taaccüp ve kınama amacı taşıyan cümle mecaz-ı mürsel mürekkebtir. Ayrıca soruda tecâhül-i ârif sanatı vardır.
Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. اَتَقُولُونَ fiilinin mekulü’l-kavli mahzuftur. Takdiri إنّه لسحر [Muhakkak ki o sihirdir.] şeklindedir.
جَٓاءَكُمْ mazi fiil cümlesi, zaman zarfı لَمَّا ’nın muzâfun ileyhidir.
Bu cümle, akla gelen bir suale cevap mahiyetindedir. Sanki “O zaman Musa onlara ne demiş?” diye sorulmuş, onun cevabı da tevbih (kınama), inkâr ve istifham yoluyla verilmiştir.
“Bâtıl olan sihirden uzak hakkın size geldiğini öğrenince hiç düşünüp tartmadan böyle mi konuşuyorsunuz?” İnsaf ehli bir kimsenin bunu söylemesi mümkün değildir. Yahut: “Size hak gelince onu ayıplıyor musunuz?” (Ebüssuûd)
اَسِحْرٌ هٰذَاۜ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُونَ
Hz. Musa’nın önceki sözlerine dahil olan cümle, istînafiyyedir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen taaccüp ve kınama amacı taşıyan cümle mecaz-ı mürsel mürekkebtir. Ayrıca soruda tecâhül-i ârif sanatı vardır.
هٰذَا ile olaya, duruma işaret edilmiştir.
İşaret isminde istiare vardır. Bilindiği gibi işaret ismi mahsus şeyler için kullanılır. Ama burada olduğu gibi aklî şeyler için kullanıldığında istiare olur. Câmi’; her ikisinde de “vücudun tahakkuku”dur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)
Menfi muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُونَ cümlesi, hal konumundadır. Muhatapların halini bildiren cümle, ıtnâb sanatıdır.
سِحْرٌ kelimesinde irsâd vardır.
سِحْرٌ - السَّاحِرُونَ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü'l-acüz ale's-sadr sanatları vardır.