قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | قَالَ | dedi |
|
2 | رَبِّ | Rabbim |
|
3 | إِنِّي | muhakkak ben |
|
4 | أَعُوذُ | sığınırım |
|
5 | بِكَ | sana |
|
6 | أَنْ |
|
|
7 | أَسْأَلَكَ | senden istemekten |
|
8 | مَا | bir şeyi |
|
9 | لَيْسَ | olmayan |
|
10 | لِي | benim |
|
11 | بِهِ | hakkında |
|
12 | عِلْمٌ | bilgim |
|
13 | وَإِلَّا | eğer |
|
14 | تَغْفِرْ | bağışlamazsan |
|
15 | لِي | beni |
|
16 | وَتَرْحَمْنِي | ve bana rahmet etmezsen |
|
17 | أَكُنْ | olurum |
|
18 | مِنَ | -dan |
|
19 | الْخَاسِرِينَ | hüsrana uğrayanlar- |
|
قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
رَبِّ münada olarak mansubdur. Nida harfi ve muzâfun ileyh mahzuftur. رَبِّ kelimesinin sonundaki esre, mütekellim zamirinden ivazdır.
Mekulü’l-kavli, اِنّٖٓي اَعُوذُ بِكَ ’dur. قَالَ fiilinin mef'ûlün bihi olarak mahallen mansubdur.
اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder. Sonundaki ن۪ vikayedir.
ي mütekellim zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur.
اَعُوذُ fiili اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. اَعُوذُ merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdir انا ’dir.
Muzari fiillerin zamirlerinden bazıları (أَنَا – أَنْتَ – نَخْنُ ...) fail (özne) konumunda olduklarında zorunlu olarak müstetir olurlar, yani bariz zamir olarak açık şekilde yazılmaları mümkün olmadığı gibi bunların yerine açık bir isim söylenmesi de mümkün değildir. (هُوَ - هِيَ) zamirlerinin müstetir oluşu ise mazi fiilde de muzari fiilde de vücûben değil cevazendir, yani bunların müstetir zamir olarak kullanılmaları zorunlu olmayıp bu zamirlerin yerine istenildiği takdirde açık isim getirilmesi de mümkündür. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
بِكَ car mecruru اَعُوذُ fiiline müteallıktır.
اَنْ ve masdar-ı müevvel, mahzuf من harf-i ceriyle birlikte اَعُوذُ fiiline müteallıktır.
اَسْـَٔلَكَ mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri انا ’dir.
Muttasıl zamir كَ mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur.
Müşterek ism-i mevsûl مَا, ikinci mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur. İsm-i mevsûlün sılası لَيْسَ لٖي بِهٖ عِلْمٌ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.
لَيْسَ camid nakıs fiildir. كَانَ gibi isim cümlesinin başına gelir, ismini ref haberini nasb eder.
لَكَ car mecruru لَيْسَ ’nin mahzuf mukaddem haberine müteallıktır.
بِهٖ car mecruru عِلْمٌ ’in mahzuf haline müteallıktır. عِلْمٌ kelimesi لَيْسَ ’nin muahhar ismi olup lafzen merfûdur.
وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
وَ atıf harfidir.
اِنْ iki muzari fiili cezm eden şart harfidir. لاَ nehiy harfi olup olumsuz emir manasındadır. تَغْفِرْ meczum muzari fiildir.
لٖي car mecruru تَغْفِرْ fiiline müteallıktır.
وَ atıf harfidir. تَرْحَمْنٖٓي meczum muzari fiildir. Sonundaki نِ vikayedir. Muttasıl zamir ي mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur.
Şartın cevabı اَكُنْ مِنَ الْخَاسِرٖينَ ’dir.
اَكُنْ nakıs meczum muzari fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde ismini ref haberini nasb eder. اَكُنْ ’un ismi, müstetir olup takdiri انا ’dir.
مِنَ الْخَاسِرٖينَ car mecruru اَكُنْ ’un mahzuf haberine müteallıktır. Cer alameti ي harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
الْخَاسِرٖينَ kelimesi sülâsî mücerred olan خسر fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ
Fasılla gelen ayette fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli nida üslubunda talebî inşâî isnaddır. Cümlede îcâz-ı hazif vardır. Nida harfi mahzuftur. Bu hazif mütekellimin münadaya yakın olma isteğine işarettir.
Nidanın cevabı olan …اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ cümlesi ise اِنَّ ile tekid edilmiş isim cümlesidir. Sübut ifade eden bu cümle, birden fazla unsurla tekid edilmiş, lâzım-ı faide-i haber inkârî kelamdır. Haberî üslupta gelmiş olmasına rağmen, dua manasında olduğu için cümle, muktezâ-i zâhirin hilafınadır. Dolayısıyla mecaz-ı mürsel mürekkebtir.
اِنَّ ’nin haberi olan اَعُوذُ, muzari fiil cümlesi şeklinde gelerek hükmü takviye, hudûs, teceddüt ve istimrar ifade etmiştir.
Masdar harfi اَنْ ’i takip eden …اَسْـَٔلَكَ cümlesi, masdar teviliyle mef’ûlun bih konumundadır.
رَبِّ izafeti kısa yoldan izah içindir.
Ey Rabbim!
- Husulü, Senin hikmetine uygun olmayan bir matlubu istemekten yahut
- fesadı bilinsin ya da bilinmesin, doğruluğunu bilmediğim bir talepte bulunmaktan yahut
- doğru olup olmadığını bilmediğim bir şeyi istemekten Sana sığınırım.
Nuh'un (a.s.) bu sözleri, yaptığından tövbe anlamındadır.
Nuh'un (a.s.) sadece “Ondan Sana sığınırım.” demeyip bunları söylemesi tövbe manasını ziyadesiyle ifade; ona olan rağbet ve şevkini izhar etmek ve Allah'ın, kendisine telkin ettiği şeyin izleriyle bereketlenmek içindir.
وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
Nidanın cevabına matuf cümle, şart üslubunda faide-i haber ibtidaî kelamdır. İki cümle arasında inşâî olmak bakımından mutabakat vardır. اِلَّا edatı, إنْ ve nefy harfi ﻻ ’nın birleşmesiyle oluşmuş bir kelimedir.
Şart cümlesi لَّا تَغْفِرْ ل۪ي, menfi muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
فِ karinesi olmadan gelen اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ şeklindeki cevap cümlesi, كَان ’nin dahil olduğu isim cümlesidir. Cümlede îcaz-ı hazif sanatı vardır. مِنَ الْخَاسِر۪ينَ, nakıs fiil كَان’nin mahzuf haberine müteallıktır.
Şart üslubunda gelmiş olmasına rağmen cümle, dua manasına geldiği için mecaz-ı mürsel mürekkebtir.
كَان ’nin haberi isminin içine karışır ve adeta onun mahiyetinden bir cüz olur. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri 5, Duhan, s. 124)