Yusuf Sûresi 57. Ayet

وَلَاَجْرُ الْاٰخِرَةِ خَيْرٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ۟  ...

Elbette ki, ahiret mükâfatı, inananlar ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَلَأَجْرُ elbette ödülü ا ج ر
2 الْاخِرَةِ ahiret ا خ ر
3 خَيْرٌ daha hayırlıdır خ ي ر
4 لِلَّذِينَ kimseler için
5 امَنُوا inanan(lar) ا م ن
6 وَكَانُوا ve (için) ك و ن
7 يَتَّقُونَ korunanlar و ق ي
 

وَلَاَجْرُ الْاٰخِرَةِ خَيْرٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ۟

 

وَ  haliyyedir.  لَ  ibtidaiyyedir. Tekid ifade eder.

اَجْرُ  mübteda olup lafzen merfûdur.  الْاٰخِرَةِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 

خَيْرٌ  haber olup lafzen merfûdur.

اَلَّذِينَ  cemi müzekkere has ism-i mevsûl,  لِ  harf-i ceriyle birlikte  خَيْرٌ ’e müteallıktır. İsm-i mevsûlün sılası اٰمَنُوا ’dur. Îrabdan mahalli yoktur.

اٰمَنُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul  و ı fail olup mahallen merfûdur.

كَانُوا  fiili atıf harfi  وَ ’la sılaya matuftur.  

كَانُوا; isim cümlesinin önüne geldiğinde ismini ref haberini nasb eder.  كَانُوا  damme üzere mebni nakıs fiildir.

كَانُوا ’nun ismi, cemi müzekker olan  و  muttasıl zamiridir, mahallen merfûdur.

يَتَّقُونَ  cümlesi  كَانُوا ’nun haberi olup mahallen mansubdur. 

يَتَّقُونَ  fiili  نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

يَتَّقُونَ  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İftiâl babındadır. Sülâsîsi  وقي ’dır.

Bu bab fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek anlamları katar.

خَيْرٌ  kelimesi ism-i tafdil kalıbındandır. İsm-i tafdil; bir vasfın, bir hususun bir varlıkta diğer bir varlıktan daha fazla olduğunu ifade eder. İsm-i tafdil  اَفْضَلُ  veznindendir. İsm-i tafdilin sıfat-ı müşebbeheden farkı; renk, şekil, uzuv noksanlığı ifade etmemesidir. Müennesi  فُعْلَى  veznindedir. 

İsm-i tafdilden önce gelen isme “mufaddal”, sonra gelen isme “mufaddalun aleyh’’ denir. Mufaddal ve mufaddalun aleyhi bazen açıkça cümlede göremeyebiliriz. Bu durumda mufaddal ve mufaddalun aleyh cümlenin gelişinden anlaşılır. 

خَيْرٌ  ve  شَرٌّ  kelimeleri Kur’an-ı Kerim’de umumiyetle ism-i tafdil manasında gelmiştir. Bunların asılları  اَخْيَرُ  ve  اَشْرَرُ  şeklindedir. Çok kullanıldıklarından Arap dilinde bu şekilde gelmektedir. İsm-i tafdilin geliş şekilleri:

1. ال ’sız  مِنْ ’li gelir.  مِنْ  hazf edilebilir. Karşılaştırma içindir. “Daha” manası verir. Müfred müzekker olmalıdır.

2. ال ’lı gelir. “En” manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Mutabakat 

olmalıdır (yani bir önceki kelimeye uymalıdır).

3. Marifeye muzâf olur. “En” manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Mutabakat olabilir (yani bir önceki kelimeye uymalıdır) veya müfred müzekker olabilir.

4. Nekreye muzâf olur. “En” manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Müfred müzekker olmalıdır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَلَاَجْرُ الْاٰخِرَةِ خَيْرٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ۟

 

Hal konumundaki bu cümle, ibtidaiyye harfi  لَ  ile tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.

Müsnedün ileyhin izafetle marife olması veciz ifade kastına matuftur.

Mecrur mahaldeki mevsûlün sılası olan  اٰمَنُوا  cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında gelerek sebata, temekkün ve istikrara işaret etmiştir. 

Faide-i haber ibtidaî kelamdır.

وَكَانُوا يَتَّقُونَ۟  cümlesi atıf harfi  وَ ’la sılaya atfedilmiştir. كَان ’nin dahil olduğu bu isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

كَان ’nin haberinin müspet muzari fiil sıygasında gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meâni İlmi)

كَان ’nin  haberinin muzari fiili olarak gelmesi, durumun yenilenerek tekrar ettiğine işaret eder. (Vakafat, s.103)

اَجْرُ - خَيْرٌ  ve اٰمَنُوا - يَتَّقُونَ۟  kelime grupları arasında mürâât-ı  nazîr sanatı vardır.

Buradaki  خَيْرٌ  kelimesini ism-i tafdil (daha hayırlı) manasına alırsak muttakilerin sevabının daha üstün olacağı manası çıkmış olur ki bundan, başkaları için sevap olmadığı neticesi çıkmaz. Yok eğer bu kelimeyi, “hayırlı” manasına hamledersek, bu, o hayrın muttakiler için söz konusu olduğuna delalet eder. Yine bu da hayrın muttakilerin dışındaki kimseler için olmayacağını göstermez. (Fahreddin er-Râzî)