وَاِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْۜ اِنَّهُ حَك۪يمٌ عَل۪يمٌ۟
وَاِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْۜ
İsim cümlesidir. وَ atıf harfidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.
رَبَّكَ kelimesi اِنَّ ‘nin ismi olup lafzen mansubtur. Muttasıl zamir كَ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
هُوَ يَحْشُرُهُمْ isim cümlesi اِنَّ ‘nin haberi olarak mahallen merf’ûdur.
Munfasıl zamiri هُوَ mübteda olarak mahallen merf’ûdur. يَحْشُرُهُمْ cümlesi mübtedanın haberi olup mahallen merf’ûdur.
اِنَّهُ حَك۪يمٌ عَل۪يمٌ۟
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir, ismini nasb haberini ref eder.
هُ muttasıl zamiri اِنَّ ‘nin ismi olarak mahallen mansubdur.
حَك۪يمٌ kelimesi اِنَّ ‘nin haberi olup lafzen merf’ûdur. عَل۪يمٌ۟ ise ikinci haber olup lafzen merf’ûdur.
حَك۪يمٌ - عَل۪يمٌ۟ kelimeleri, mübalağalı ism-i fail kalıbındandır. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın, mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
Mübalağalı ism-i fail: Bir varlıkta bir niteliğin aşırı derecede bulunduğunu gösteren, fiilden türeyen, sıfat cinsinden isimlerdir. Mübalağalı ism-i failler Allah için kullanılırsa sıfat, insanlar için kullanılırsa mübalağa ya da lakap olurlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَاِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْۜ
Ayet, önceki ayetteki mukadder kasem cümlesine matuftur.
إِنَّ ile tekid edilmiş, isme isnad olan bu haber cümlesi sübut ve istimrar ifade eder. Faide-i haber inkârî kelamdır.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde Rabb isminin zikredilmesi tecrîd sanatıdır.
رَبُّكَ izafeti, Rabb isminin muzâfun ileyhi olan كَ zamiri dolayısıyla Hz. Peygambere, tazim ve destek ifade eder.
Az sözle çok anlam ifadesi için gelen رَبَّكَ izafetinde, Rabb isminin muzâfun ileyhi olan كَ zamiri dolayısıyla Hz. Peygamber şan ve şeref kazanmıştır.
Önceki ayetteki azamet zamirinden sonra bu ayette, Rabb ismine iltifat edilmiştir.
Siyak değişmediği halde bu ayette ifadenin, mütekellim zamirinden muhataba iltifatındaki amaç, durağanlığı bozarak muhatabın dikkatini canlı tutmak, zihnini harekete geçirmektir.
Burada رَبَّكَ olarak Rabb unvanının kullanılması, hükmün illetini zımnen bildirmek içindir. Yani Rabb olduğu için buna kādirdir. (Ebüssuûd)
إِنَّ ‘nin haberi olan هُوَ يَحْشُرُهُمْ , isim cümlesi formunda gelerek sübut ifade etmiştir.
İsim cümlesinde müsnedin muzari fiil olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde, muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.(Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
[Senin rabbin onları haşredendir] ifadesinde رَبَّ sıfatının seçilmesi, lafız mana uyumu olan mürâât-ı nazîr vardır.
Haşretmek ifadesinde, zımni olarak onlara gereken muamelenin yapılacağı anlamının bulunması idmâc sanatıdır.
اِنَّهُ حَك۪يمٌ عَل۪يمٌ۟
Ayetin son cümlesi ta’liliyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. اِنَّ ile tekid edilmiş cümle faide-i haber inkârî kelamdır. İsme isnad olan bu haber cümlesi sübut ifade eder.
Rabbin حَك۪يمٌ ve عَل۪يمٌ şeklindeki haberlerinin tenvinli gelişi bu sıfatların Allah Teâlâ’da varlık derecesinin tasavvur edilemez olduğunu, aralarında و olmaması, Allah Teâlâ’da ikisinin birden mevcudiyetini gösterir. Ayrıca bu sıfatlarla ayetin anlamı arasındaki mükemmel uyum, teşâbüh-i etrâf sanatıdır
حَك۪يمٌ - عَل۪يمٌ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr ve muvazene sanatı vardır. Her ikisi de sıfat-ı müşebbehe vezninde mübalağa ifade eder.
Cümle mesel tarikinde olmayan tezyîldir. Tezyîl cümleleri ıtnâb babındandır.
Tezyîl, bir cümlenin diğer bir cümleyi takip etmesi ve tekid etmek amacıyla birincinin manasını kapsaması ve onu sağlamlaştırmasına verilen isimdir. Bu iki şekilde olmaktadır: Birinci cümle, ikinci cümlenin ya mantukunu ya da mefhumunu tekid etmektedir. (Ar. Gör. Ömer Kara, Belâgat İlminde İki İfade Biçimi: Itnâb-Îcâz Kur’an Metninin Anlaşılmasındaki Rolü Üzerine Bir Deneme)