Hicr Sûresi 5. Ayet

مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَأْخِرُونَ  ...

Hiçbir toplum ecelini geçemez ve ondan geri de kalamaz.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 مَا ne
2 تَسْبِقُ geçebilir س ب ق
3 مِنْ hiçbir
4 أُمَّةٍ millet ا م م
5 أَجَلَهَا süresini ا ج ل
6 وَمَا ne de
7 يَسْتَأْخِرُونَ geri kalır ا خ ر
 
Özel olarak Hz. Peygamber dönemindeki Mekke müşrikleri, genel olarak benzer inançlar benimseyen, benzer tutum ve davranışlar sergileyen topluluklar için yeni bir uyarı anlamı taşıyan bu âyetlerde bireyler gibi bütün uygarlıkların, dinî, etnik vb. toplulukların da sonlu olduğu, her bir uygarlık ve topluluğun, Allah tarafından bilinen belirli bir ömrünün, bir sonunun bulunduğu, bunun ilâhî bir yasa olduğu hatırlatılarak toplumsal hayatı, bu gerçek ışığında tam bir dikkat ve sorumluluk bilinciyle düzenlemek ve sürdürmek gerektiği ima edilmektedir (bu konuda bilgi için bk. En‘âm 6/2).

Kaynak :Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 332-333
 

مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَأْخِرُونَ

 

مَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  تَسْبِقُ  merfû muzari fiildir.  مِنْ  harf-i ceri zaiddir.

اُمَّةٍ  lafzen mecrur,  تَسْبِقُ  fiilinin faili olarak mahallen merfûdur.   

اَجَلَهَا  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  هَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

وَ  atıf harfidir.  مَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  يَسْتَأْخِرُونَ  fiili  نَ ‘nun sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

يَسْتَأْخِرُونَ  fiili, sülâsî mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İstif’âl babındadır. Sülâsîsi  أخر ’dir.

Bu bab fiile talep, tehavvül, vicdan, mutavaat, ittihaz ve itikat gibi anlamlar katar.

 

مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا وَمَا يَسْتَأْخِرُونَ

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Menfi muzari fiil cümlesi, faide-i haber talebî kelamdır. 

مِنْ  tekid ifade eden zaid harftir.  اُمَّةٍ ’deki tenvin, nev ve kıllet ifade eder. Olumsuz siyakta nekre, umuma işarettir.

Yine menfi muzari sıygada gelen  وَمَا يَسْتَأْخِرُونَ  cümlesi, tezat nedeniyle makabline atfedilmiştir.

مَا تَسْبِقُ مِنْ اُمَّةٍ اَجَلَهَا  cümlesiyle  وَمَا يَسْتَأْخِرُونَ  cümlesi arasında mukabele sanatı vardır.

تَسْبِقُ - يَسْتَأْخِرُونَ  kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.

مَا ‘nın tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.

اُمَّةٍ  kelimesine raci zamirin müzekker olması mana itibariyledir. (Beyzâvî)

Hiç bir ümmet kendi ecelini aşarak ona bir şey ekleyemez ve ondan önce de vadesi dolmuş gibi yok olmaz. Bunun bir benzeri de yüce Allah’ın şu ayetleridir: “O ecelleri gelince ne bir an geri bırakabilirler, ne de ileri alabilirler.” (A’râf, 7/34) (Kurtubî)

Bundan önce helak edilen eski ümmetlerden her birinin helaki için belli bir vakit olduğu ve onların helakinin Levh-i Mahfuz'da yazıldığı gibi gerçekleştiği beyan edildikten sonra burada da, o ümmetlerden ve diğerlerinden her birinin bir yazgısı olduğu ve o yazgının öne alınmasının ya da geriye bırakılmasının mümkün olmadığı beyan edilmektedir.

Bu makam, onların azabının mutlaka gerçekleşeceğini kuvvetle beyan etmek makamı olduğu halde, ecellerin öne alınmayacağının önce zikredilmesi, tahakkukta bunun önce olması itibariyledir, yahut burada kastedilen, onlar azaba müstahak oldukları halde azaplarının tehir edilmesinin sırrını beyan etmektir. (Ebüssuûd)

Vahidî şöyle demektedir: “Ayetteki ümmet kelimesinin başında bulunan  مِنْ  tekid için getirilmiş, min-i zaide’dir. Bu senin tıpkı, “Bana, hiç kimse gelmedi” demen gibidir.” Başkaları ise, “Hayır, bu zaid değildir. Zira bu, ba’ziyyet ifade eder. Yani “bir hükmün, bir hakikatin kısımlarından bazısında tahakkuk etmesini ifade eder” demişlerdir. (Fahreddin er-Râzî)