İsrâ Sûresi 6. Ayet

ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَاَمْدَدْنَاكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ وَجَعَلْنَاكُمْ اَكْثَرَ نَف۪يراً  ...

Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 ثُمَّ sonra
2 رَدَدْنَا verdik ر د د
3 لَكُمُ size
4 الْكَرَّةَ tekrar ك ر ر
5 عَلَيْهِمْ onları yenme imkanı
6 وَأَمْدَدْنَاكُمْ ve sizi destekledik م د د
7 بِأَمْوَالٍ mallarla م و ل
8 وَبَنِينَ ve oğullarla ب ن ي
9 وَجَعَلْنَاكُمْ ve yaptık sizi ج ع ل
10 أَكْثَرَ daha çok ك ث ر
11 نَفِيرًا savaşçılarınızı ن ف ر
 
Hz. Mûsâ’nın ölümünden sonra İsrâiloğulları’nın Filistin’deki çeşitli putperest toplulukların tesirinde kalarak bir yandan tevhide dayalı inançlarını bozarken bir yandan da Tevrat’ın ilkelerinden sapıp kötülüklere bulaşıyorlardı (bk. Hâkimler, 2/11-13). Azgınlıklarını peygamberlerini öldürmeye kadar götürmeleri neticesinde “ilk vaad” gerçekleşmiştir. Tefsirlerde bu ilk vaad hakkında, Bâbil esaretinin de dahil olduğu farklı olaylardan söz edilmiştir (bk. Şevkânî, III, 237). Tarihî bilgilere göre ise bu ilk vaad, milâttan önce VI. yüzyılda Bâbilliler’in Kudüs’ü işgal etmeleri ve Süleyman Mâbedi’ni (Birinci Mâbed) yıkmalarıyla başlayan sürgün ve esaret sürecini ifade etmektedir. 6. âyette, zamanın Pers Kralı Kyros’un milâttan önce 539’da Bâbil’i ele geçirdikten sonra İsrâiloğulları’nın ülkelerine dönmelerine izin vermesiyle başlayan ve milattan önce 63 yılına kadar süren millî birliğin yeniden kurulması, İkinci Mâbed’in inşası, Kudüs’ün imarı, dinî ve kültürel hayatın yeniden canlanması gibi olumlu gelişmelerin yaşandığı döneme işaret edildiği anlaşılmaktadır. 7. âyette ise bu parlak dönemin ardından girilen yeni bir dinî, kültürel, siyasî kriz ve yıkım dönemine atıfta bulunulduğu görülmektedir. Bu dönemde önce yahudiler arasında çeşitli fikrî ve siyasî ihtilâflar ve iç karışıklıklar başlamış; ardından iktidar mücadelesi veren bir yahudi grubunun iş birliği yaptığı Romalılar Kudüs’ü ele geçirerek şehri tahrip etmiş, yahudilerin bağımsızlığına son vermişler (m.ö. 63); bu arada on binlerce yahudi öldürülmüş ve nihayet 70 yılında İkinci Mâbed de Romalılar tarafından yıkılmıştır (konuyla ilgili tarihî bilgiler için bk. Moshe Sevilla-Sharon, s. 29-76). Tefsirlerde yahudilerin ikinci bozgunculuklarıyla ilgili olarak zikrettikleri Hz. Yahyâ’yı öldürmeleri olayı da bu dönemde vuku bulmuştur. Bundan sonra 1948’e kadar Filistin’de yahudi hâkimiyeti kurulamamıştır.
 
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 463-464 
 
 Kerra كرّ : Bir şey üzerine bizzat ya da fiille saldırmak anlamına gelen كَرٌّ sözcüğü, aynı zamanda güçlü/dayanıklı ve bükülmüş ip manasını da taşır. (Müfredat)                                                                                                       Kuran’ı Kerim’de bir isim formunda 6 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres) Türkçede kullanılan şekilleri kere, kerrat, tekrar, mükerrer, tekerrürdür. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)  
 

ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَاَمْدَدْنَاكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ وَجَعَلْنَاكُمْ اَكْثَرَ نَف۪يراً

 

ثُمَّ  hem zaman açısından hem de rütbe (bir mertebeden bir mertebeye geçiştir.)  açısından terahi ifade eder. (Âşûr)

ثُمَّ : Matuf ve matufun aleyh arasında hem sıra olduğunu hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir sürenin bulunduğunu gösterir. Süre bakımından  فَ   harfinin zıttıdır.  ثُمَّ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

رَدَدْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَٓا  fail olarak mahallen merfûdur.

لَكُمُ  car mecruru  رَدَدْنَا  fiiline müteallıktır.  الْكَرَّةَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.

عَلَيْهِمْ  car mecruru  رَدَدْنَا  fiiline müteallıktır.

وَاَمْدَدْنَاكُمْ بِاَمْوَالٍ  cümlesi atıf harfi  وَ ’la  وَاَمْدَدْنَاكُمْ ’e atfedilmiştir.

اَمْدَدْنَاكُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَٓا  fail olarak mahallen merfûdur.

Muttasıl zamir  كُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. بِاَمْوَالٍ  car mecruru  اَمْدَدْنَاكُمْ  fiiline müteallıktır.

بَن۪ينَ  kelimesi atıf harfi  وَ ’la  اَمْوَالٍ ’ye matuf olup cemi müzekker salim kelimelere mülhak olduğu için cer alameti  ى ’dir.

وَ  atıf harfidir.  جَعَلْنَاكُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَٓا  fail olarak mahallen merfûdur.

Muttasıl zamir  كُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. اَكْثَرَ  ikinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.  نَف۪يراً  temyiz olup fetha ile mansubdur.

Temyiz; kendisinden önce geçen müphem (manası açık olmayan) bir ismin manasına açıklık getiren camid, nekre bir isimdir. Yani çeşitli manalar kastedilmeye elverişli önceki isim veya cümleden asıl maksadın ne olduğunu açıklamak üzere zikredilen camid (türememiş), mansub ve nekre isme temyiz denir. Temyizin manasını açıkladığı önceki isme veya cümleye de mümeyyez denir. Temyiz harf-i cerli ve izafetle gelmediği müddetçe mansubdur. Mümeyyezin îrabı ise cümledeki yerine göredir. Temyiz Türkçeye “bakımından, …yönünden” şeklinde tercüme edilebilir. Temyizi bulmak için “ne bakımdan, hangi açıdan” soruları sorulur.

Temyiz ikiye ayrılır:

1. Melfûz mümeyyez: Söylenmiş, cümlede görülen mümeyyez.

2. Melhûz mümeyyez: Düşünülen, cümlede açık olarak görülmeyen mümeyyez.

(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

ثُمَّ رَدَدْنَا لَكُمُ الْكَرَّةَ عَلَيْهِمْ وَاَمْدَدْنَاكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ وَجَعَلْنَاكُمْ اَكْثَرَ نَف۪يراً

 

Ayet, önceki ayetteki  بَعَثْنَا  cümlesine, terahi ifade eden  ثُمَّ  ile atfedilmiştir. İlk cümle müspet mazi fiil sıygasında, lâzım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır. Aynı üslupta gelerek  بَعَثْنَا  cümlesine atfedilen müteakip cümlelerin atıf sebebi hükümde ortaklıktır.

Ayetteki fiiller mazi sıygada gelerek hudûs, temekkün ve istikrar ifade etmiştir.

اَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ  kelimeleri nekre gelerek kesret ve nev ifade etmiştir.

İsm-i tafdil kalıbında gelen  اَكْثَرَ, mübalağa ifade etmiştir.

رَدَدْنَا - اَمْدَدْنَاكُمْ  kelimeleri arasında cinas-ı nakıs vardır.

اَمْدَدْنَاكُمْ ’de cem’,  اَمْوَالٍ  ve  بَن۪ينَ ’de taksim vardır.

كُمْ ’lerin üç fiilde de tekrarı ile yapılan ıtnâb, muhatabın dikkatini celbetmek için olabilir.

بَن۪ينَ - اَمْوَالٍ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.