اَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِنْ نَخ۪يلٍ وَعِنَبٍ فَتُفَجِّرَ الْاَنْهَارَ خِلَالَهَا تَفْج۪يراًۙ
اَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِنْ نَخ۪يلٍ وَعِنَبٍ فَتُفَجِّرَ الْاَنْهَارَ خِلَالَهَا تَفْج۪يراًۙ
اَوْ atıf harfi tahyir/tercih ifade eder. Türkçedeki karşılığı “veya, yahut, yoksa” olan bu edat, iki unsur arasında (matuf-matufun aleyh) tahyir yani tercih (iki şeyden birini seçme) söz konusu olması durumlarında kullanılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
تَكُونَ nakıs mansub muzari fiildir. لَكَ car mecruru تَكُونَ ‘nin mahzuf haberine müteallıktır. جَنَّةٌ kelimesi تَكُونَ ‘nin ismi olup lafzen merfûdur.
مِنْ نَخ۪يلٍ car mecruru جَنَّةٌ ‘un mahzuf sıfatına müteallıktır. عِنَبٍ kelimesi atıf harfi وَ ‘la نَخ۪يلٍ ‘e matuftur.
تُفَجِّرَ fiili atıf harfi فَ ile تَكُونَ ‘ye matuftur. تُفَجِّرَ mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir.
الْاَنْهَارَ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. خِلَالَهَا mekân zarfı, تُفَجِّرَ fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir هَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
تَفْج۪يراً mef’ûlu mutlak olup fetha ile mansubdur.
Mef’ûlu mutlak: Fiil ile aynı kökten gelen masdardır. Mef’ûlu mutlak harf-i cer almaz. Harf-i cer alırsa hal olur. Mef’ûlu mutlak cümle olmaz. Mef’ûlu mutlak üçe ayrılır:
1. Tekid (Kuvvetlendirmek) İçin: Fiilin manasını kuvvetlendirir. Masdar olur. Daima müfreddir. Fiilinden sonra gelir. Türkçeye “muhakkak, şüphesiz, gerçekten, çok, iyice, öyle ki” diye tercüme edilir.
2. Nev’ini (Çeşidini) Belirtmek İçin: Fiilin nasıl meydana geldiğini ve nev’ini bildirir. Nev’ini bildiren mef’ûlu mutlak umumiyetle sıfat veya izafet terkibi halinde gelir. Tesniye ve cemi de olabilir. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “gibi, şeklinde, aynen, tıpkı, tam” diye tercüme edilir.
3. Adedini (Sayısını) Belirtmek İçin: Failin yaptığı işin sayısını belirtir. Adedini belirten mef’ûlu mutlak فَعْلَةً vezninden gelen bina-ı (masdar-ı) merreden yapılır.
مَرَّةً kelimesi de mef’ûlu mutlak olur. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “kere, defa” diye tercüme edilir.Burada tekid için gelmiştir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
تَفْج۪يراً lafzı burda tekit için gelen mef’ûlu mutlak çeşidinden gelmiştir.
Mef’ûlu mutlakın fiili şu durumlarda hazf edilebilir: 1) Emir ve nehy fiillerinin yerini alırsa, 2) Dua ifade eden fiilin yerini alırsa, 3) Sonucu (akıbeti) açıklamak için getirildiği zaman. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
تُفَجِّرَ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi فجر ’dir.
Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlu herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
اَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِنْ نَخ۪يلٍ وَعِنَبٍ فَتُفَجِّرَ الْاَنْهَارَ خِلَالَهَا تَفْج۪يراًۙ
Bu ayette mütekellim olan inanmayanların, Peygamber Efendimize söyledikleri sözler devam ediyor. اَوْ atıf harfiyle …تَفْجُرَ لَنَا cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet muzari sıygada gelen nakıs fiil كان ’nin dahil olduğu isim cümlesi, lâzım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. Car mecrur لَكَ , nakıs fiil كان ’nin mahzuf haberine müteallıktır. جَنَّةٌ , muahhar ismidir.
Bu takdimin sebebi جَنَّةٌ ‘deki nev ve kesret için gelen tenvin olabilir.
كان ’nin muzari sıygada gelmesi teceddüt ve tecessüm ifade etmiştir.
مِنْ نَخ۪يلٍ ve ona matuf olan عِنَبٍ , mübteda olan جَنَّةٌ ’un mahzuf sıfatına müteallıktır. Bu kelimelerin tenkiri de kesret ve nev ifade eder.
فَتُفَجِّرَ الْاَنْهَارَ خِلَالَهَا تَفْج۪يراًۙ cümlesi, فَ ile تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ cümlesine atfedilmiştir. Müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber talebî kelamdır.
تَفْج۪يراًۙ , mef’ûlu mutlak olarak cümleyi tekid etmiştir.
جَنَّةٌ - نَخ۪يلٍ - عِنَبٍ - الْاَنْهَارَ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
تُفَجِّرَ- تَفْج۪يراًۙ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır. تُفَجِّرَ fiili تفعيل babındadır. Bu bab fiile kesret anlamı katar.
فَتُفَجِّرَ الْاَنْهَارَ خِلَالَهَا تَفْج۪يراًۙ [O bahçe gürül gürül ırmaklar akıtsın] ifadesinde üslubun güzelliğini artıran hoş bir seci sanatı vardır. (Safvetü’t Tefasir)
Ayette geçen ”ırmakları akıtmak’ tan maksat, sulama esnasında nehirleri içlerinden akıtmak veya nehirlerin devamlı akıtılmasıdır. (Ruhu’l Beyan)