Meryem Sûresi 17. Ayet

فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَاباً فَاَرْسَلْـنَٓا اِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَراً سَوِياًّ  ...

(Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.  (16 - 17. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَاتَّخَذَتْ çekmişti ا خ ذ
2 مِنْ
3 دُونِهِمْ onlarla arasına د و ن
4 حِجَابًا bir perde ح ج ب
5 فَأَرْسَلْنَا biz de gönderdik ر س ل
6 إِلَيْهَا ona
7 رُوحَنَا ruhumuzu (Cebrail’i) ر و ح
8 فَتَمَثَّلَ göründü م ث ل
9 لَهَا ona
10 بَشَرًا bir insan şeklinde ب ش ر
11 سَوِيًّا düzgün س و ي
 
Mûcizevî olaylarla dolu olan Meryem sûresinin başlangıcında bir giriş olarak Zekeriyyâ aleyhisselâm ile oğlu Yahyâ’nın kıssaları kısaca anlatıldıktan sonra, bu bölümde sûrenin asıl konusu olan Hz. Meryem’e geçilmektedir. Bu kıssa öncekinden daha ilginçtir. Çünkü öncekinde kısır ve ihtiyar bir kadının, yaşlı da olsa eşinden bir çocuğu dünyaya getirmesi söz konusu idi. Burada ise bâkire bir kızın çocuk dünyaya getirmesi anlatılmaktadır. Daha ana rahminde iken annesi tarafından mâbede adanmış olan Hz. Meryem, çocukluğundan itibaren mâbedin doğu yönünde tenha bir köşede bulunuyor ve vaktini ibadetle geçiriyordu. İnsanlar tarafından rahatsız edilmeden kendini tam anlamıyla ibadet ve tefekküre verebilmesi için bulunduğu yeri bir perde ile ayırmıştı. 16. âyette ifade edilen doğu tarafından maksat Kudüs’teki Beyt-i Makdis’in doğu tarafıdır.
 
 Müfessirler 17. âyette Allah tarafından gönderildiği bildirilen ruhun Cebrâil olduğu kanaatindedirler (İbn Âşûr, XVI, 80). Hz. Meryem bu yalnızlık köşesinde mâbedde veya evinde bulunduğu bir sırada yüce Allah ona çocuk bağışlamak üzere Cebrâil’i göndermiş, Meryem’in meleği asıl şekliyle algılaması mümkün olmadığı için, onu eli yüzü düzgün bir insan kılığında göstermiştir. Bununla birlikte Meryem bu gelenin kendisine bir kötülük edeceğinden korktuğu için ondan Allah’a sığındığını ifade etmiştir. Daha sonra gelenin melek olduğunu ve kendisine Allah tarafından bir bebek bağışlamak üzere geldiğini anlayınca rahatlamış, bu defa bâkire ve iffetli olan bir kızın nasıl çocuğu olacağını merak ederek bunu sormuştur. Allah Teâlâ, insanlara kudretini gösteren bir mûcize (âyet) olmak üzere Hz. Îsâ’yı baba faktörü olmaksızın yaratmış ve insanlar için bir rahmet olsun diye onu peygamber olarak görevlendirmiştir. Babası olmaksızın bir çocuk yaratmak Allah için son derecede kolaydır. Çünkü O, bir şeyin olmasını istediği zaman ona ‘ol’ der, hemen oluverir (bu konuda bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/45-47, 59).
 
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 596
 

فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَاباً فَاَرْسَلْـنَٓا اِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَراً سَوِياًّ

 

 

Fiil cümlesidir.  فَ  atıf harfidir.  اتَّخَذَتْ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  تْ  te’nis alametidir. Faili müstetir olup takdiri  هى ‘dir.

مِنْ دُونِهِمْ  car mecruru mahzuf ikinci mef’ûlun bihe müteallıktır. Muttasıl zamir  هِمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

حِجَاباً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.  

فَ  atıf harfidir. اَرْسَلْـنَٓا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekkellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.

اِلَيْهَا  car mecruru  اَرْسَلْـنَٓا  fiiline müteallıktır.  رُوحَنَا  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Mütekellim zamir  نَا  muzâfun ileyh olup mahallen mecrurdur.

فَ  atıf harfidir. تَمَثَّلَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هى ‘dir.

لَهَا  car mecruru  تَمَثَّلَ  fiiline müteallıktır.  بَشَراً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.

سَوِياًّ  kelimesi  بَشَراً ‘in sıfatı olup fetha ile mansubdur.   

اتَّخَذَتْ  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi  أخذ ’dir.

İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.

تَمَثَّلَ  fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.  تَفَعَّلَ babındadır. Sülâsîsi  مثل ’dir.

Bu bab fiile mutavaat, tekellüf, ittihaz, sayruret, tecennüb (sakınma) ve talep anlamları katar.

 

فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَاباً فَاَرْسَلْـنَٓا اِلَيْهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَراً سَوِياًّ

 

فَاتَّخَذَتْ مِنْ دُونِهِمْ حِجَاباً  cümlesi, önceki ayetteki muzâfun ileyh konumundaki cümleye  فَ   harfiyle atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. 

حِجَاباً ’deki tenvin, “herhangi bir” manasında cins ifade eder. 

Cenab-ı Hak, Hazret-i Meryem'in, ailesine karşı da bir perde taktığını beyan buyurmuştur. Bunun zahiri onun, o yere tek başına gidip çekilmekle yetinmeyip, kendisi ile ailesi (insanlar) arasına duvar gibi bir engel koyduğunu gösterir. Bunun, kendisi ile ailesi arasına bir perde astığı manasına gelmesi de muhtemeldir. (Fahreddin er-Râzî)

Öncesine  فَ  ile atfedilmiş, فَاَرْسَلْـنَٓا  cümlesi müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Atıf sebebi cümleler arasındaki manen ve lafzen ittifaktır.

Fiilin azamet zamiriyle gelmesi tazim ifade eder.

رُوحَ ‘in azamet zamirine muzaf oluşu onu şereflendirmek ve yüceltmek içindir.

Yıkanmak için kendisiyle halkı arasına kendisini örten bir örtü çekti. Ona Cebrail'i gönderdik.  رُوحَنَا ‘nın izafetle gelmesi şereflendirmek içindir. (Nesefî, Medâriku’t-Tenzîl Ve Hakâîku’t-Te’vîl)

Hz. Meryem, oraya oturunca Allah Teâlâ ona Rûhu gönderdi. Müfessirler, bu rûhun ne olduğu hususunda ihtilaf etmiş ve ekseri müfessirler bunun Cebrail (as) olduğunu söylemişlerdir. (Fahreddin er-Râzî)

Ayetin son cümlesi  فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَراً سَوِياًّ , makabline matuftur. Müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Ayetteki fiillerin hepsi mazi sıygada gelerek sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. (Hâlidî, Vakafat, S.107) 

تَمَثَّلَ  fiili,  تَفَعَّلَ  babındadır. Bu babın fiile kattığı anlamların bazıları mutavaat, tekellüf, edinmek, sayrurettir. 

فَتَمَثَّلَ  fiilinin mef’ûlü olan  بَشَراً ‘in sıfatı olan  سَوِياًّ , anlamı zenginleştirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

بَشَراً ’deki tenvin cins ve tazim ifade eder.