اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ
Zaman zarfı اِذْ , önceki ayetteki اصْطَفَيْنَاهُ fiiline müteallıktır. قَالَ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. لَهُ car mecruru قَالَ fiiline müteallıktır. رَبُّهُٓ kelimesi قَالَ fiilinin failidir. اَسْلِمْ sükun üzere mebni emir fiildir. Fail ise müstetir zamir أنت dir.
قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Mekulü’l-kavli اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ cümlesidir. قَالَ fiilinin mef‘ûlün bihi olarak mahallen mansubtur. اَسْلَمْتُ sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir تُ fail olarak mahallen merfûdur. لِرَبِّ car mecruru اَسْلَمْتُ fiiline müteallıktır. الْعَالَم۪ينَ lafzı رَبِّ lafzının muzâfun ileyhi olarak ي ile mecrurdur. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ
Önceki ayetin devamıdır. Muzâfun ileyh olan قَالَ cümlesi faide-i haber ibtidâî kelamdır. Car mecrur لَهُ fail olan رَبُّ ’nun önüne geçmiştir. Bu takdim Rabbinin İbrahim as’a verdiği önemi vurgulamaktadır.
رَبُّهُٓ izafeti muzâfun ileyhin şanı içindir.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ, kendi sözlerini hikaye etmektedir. Dolayısıyla Rab isminde tecrîd sanatı vardır.
Mekulü’l-kavl cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
Fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Emrin cevabı olarak gelmiş müsbet mazi fiil cümlesi, faide-i haber ibtidâî kelamdır.
رَبِّ الْعَالَم۪ينَ izafetinde رَبِّ ismine muzâfun ileyh olan الْعَالَم۪ينَ şeref kazanmıştır. رَبِّ isminin önemine binaen tekrarlanmasında ıtnâb, cinas ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
اَسْلِمْۙ - اَسْلَمْتُ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Bu ayet-i kerimede dikkat çekmek için kullanılan iltifat sanatı vardır. Mütekellim zamirinden gaib zamire dönülmüştür. Bu iltifat, Rab ismi ve Rab isminin İbrahim'e izafesi; Allah'ın İbrahim'e son derece lütufkâr olduğunu ve onun terbiyesine özel bir itina gösterdiğini açıklar.
İman kalbin sıfatıdır. İslam ise uzuvların sıfatıdır. Hazret-i İbrahim Allah'ı daha önce kalbi ile tanımış, Allah da onu "Teslim ol (Müslüman ol)" sözü ile, uzuvların ve bedenin amelleri ile mükellef kılmıştır. (Fahtettin er-Razi)