لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَدْخُلُوا بُيُوتاً غَيْرَ مَسْكُونَةٍ ف۪يهَا مَتَاعٌ لَكُمْۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | لَيْسَ | yoktur |
|
2 | عَلَيْكُمْ | size |
|
3 | جُنَاحٌ | bir günah |
|
4 | أَنْ | -den dolayı |
|
5 | تَدْخُلُوا | (izinsiz) girmeniz- |
|
6 | بُيُوتًا | evlere |
|
7 | غَيْرَ |
|
|
8 | مَسْكُونَةٍ | oturulmayan |
|
9 | فِيهَا | içinde |
|
10 | مَتَاعٌ | eşyanız bulunan |
|
11 | لَكُمْ | sizin |
|
12 | وَاللَّهُ | ve Allah |
|
13 | يَعْلَمُ | bilir |
|
14 | مَا | şeyi |
|
15 | تُبْدُونَ | açığa vurduğunuz |
|
16 | وَمَا | ve şeyi |
|
17 | تَكْتُمُونَ | gizlediğiniz |
|
لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَدْخُلُوا بُيُوتاً غَيْرَ مَسْكُونَةٍ ف۪يهَا مَتَاعٌ لَكُمْۜ
İsim cümlesidir. لَيْسَ nakıs camid fiildir. لَيْسَ isim cümlesini olumsuz yapar. Sadece mazisi çekildiği için camid bir fiildir. Mazi kipinde tüm şahıs zamirlerine çekimi yapılabilmektedir. Türkçeye “değildir, yoktur, hayır” vb. şeklinde tercüme edilir. Bazen لَيْسَ ’nin haberinin başına manayı tekid için zaid (بِ) harf-i ceri gelebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
عَلَيْكُمْ car mecruru لَيْسَ ’nin mahzuf mukaddem haberine müteallik olup mahallen mansubdur.
جُنَاحٌ kelimesi لَيْسَ ’nin muahhar ismi olup lafzen merfûdur.
اَنْ ve masdar-ı müevvel mahzuf ف۪ي harf-i ceriyle جُنَاحٌ ’a mütealliktir. Takdiri; في أن تدخلوا (girmenizde) şeklindedir.
Fiili muzarinin başına “ اَنْ ” harfi geldiği zaman onu nasb ettiği gibi anlamını da masdara çevirmektedir. Bu tür masdarlara masdar anlamı içerdikleri için “tevilli masdar (masdar-ı müevvel cümlesi)” denmektedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
تَدْخُلُوا fiili نَ ’un hazfıyla mansub muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olarak mahallen merfûdur. بُيُوتاً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
غَيْرَ kelimesi بُيُوتاً ’nin sıfatı olup mansubdur. Aynı zamanda muzâftır. مَسْكُونَةٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.
Sıfat iki kısma ayrılır:
1. Hakiki sıfat
2. Sebebi sıfat
HAKİKİ SIFAT
1. Müfred olan sıfatlar
2. Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1. MÜFRED OLAN SIFATLAR
Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.
Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.
Not: Gayri akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.
2. CÜMLE OLAN SIFATLAR: Üçe ayrılır: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
ف۪يهَا مَتَاعٌ لَكُمْ cümlesi بُيُوتاً ’nin ikinci sıfatı olup mansubdur.
Nekre isimden sonra gelen cümle veya şibh-i cümle sıfat olur. Marife isimden sonra gelen cümle veya şibhi cümle hal olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
ف۪يهَا car mecruru mahzuf mukaddem habere mütealliktir. مَتَاعٌ muahhar mübteda olup lafzen merfûdur. لَكُمْ car mecruru مَتَاعٌ ’un mahzuf sıfatına mütealliktir.
مَسْكُونَةٍ kelimesi sülasi mücerredi سكن olan fiilin ism-i mef'ûlüdür.
وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ
İsim cümlesidir. وَ atıf harfidir. اللّٰهُ lafza-i celâli mübteda olup lafzen merfûdur.
يَعْلَمُ mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur. يَعْلَمُ merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir.
مَا ve masdar-ı müevvel, mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
تُبْدُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olarak mahallen merfûdur.
مَا تَكْتُمُونَ atıf harfi وَ ’la makabline matuftur. تَكْتُمُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olarak mahallen merfûdur.
تُبْدُونَ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi بدو ’dir.
İf’al babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.
لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَدْخُلُوا بُيُوتاً غَيْرَ مَسْكُونَةٍ ف۪يهَا مَتَاعٌ لَكُمْۜ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Nakıs fiil لَیۡسَ ’nin dahil olduğu isim cümlesi, faide-i haber talebî kelamdır. Sübut ifade eden cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. عَلَيْكُمْ car mecruru لَيْسَ ’nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir. جُنَاحٌ muahhar ismidir.
جُنَاحٌ ’daki tenvin, kıllet ifade eder. Olumsuz siyakta nekre, selbin umumuna işarettir.
اَنْ ve akabindeki müspet muzari fiil cümlesi تَدْخُلُوا بُيُوتاً غَيْرَ مَسْكُونَةٍ , masdar tevilinde olup takdir edilen في harf-i ceriyle mahzuf habere mütealliktir.
ف۪يهَا مَتَاعٌ لَكُمْ cümlesi بُيُوتاً için sıfattır. Sübut ifade eden cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. Car mecrur ف۪يهَا , mahzuf mukaddem habere mütealliktir. مَتَاعٌ muahhar mübtedadır.
Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır.
بُيُوتاً , مَسْكُونَةٍ , مَتَاعٌ kelimelerindeki tenvin, kıllet ve muayyen olmayan cinse işaret eder.
عَلَيْكُمْ - لَكُمْ kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.
بُيُوتاً - مَسْكُونَةٍ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ
Ayetin son cümlesi istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnaya ve kemâl sıfatlara şamil lafza-i celâlle gelmesi teberrük, telezzüz ve ikaz içindir.
Mütekellimin Allah Teâlâ olması hasebiyle ayetteki lafza-i celâlde tecrîd sanatı vardır.
Müsned, muzari fiil gelerek hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade etmiştir. İsnadın Allah Teâlâ’ya olması, istimrarın da mevcut olduğuna işaret eder. Muzari fiilin tecessüm özelliği sayesinde olay muhatabın muhayyilesinde canlanır ve anlaşılması kolaylaşır. Ayrıca müsnedün ileyhin bu işi tekrarlayarak yaptığına işaret eder.
Mef’ûl konumundaki müşterek ism-i mevsûl مَا ’nın sılası تُبْدُونَ , muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Aynı üslupta gelen ikinci mevsûl ve sılası, birinciye atfedilmiştir. Atıf sebebi tezattır.
تُبْدُونَ - تَكْتُمُونَ kelimelerinde müennesin müzekkere katılması yoluyla tağlîb sanatı vardır.
Ayetin bu son cümlesi mesel tarikinde tezyil olarak ıtnâbdır.
Bu cümlede lâzım-melzûm alakasıyla mecaz-ı mürsel sanatı vardır. Allah sizin açığa vurduğunuzu da gizlediğinizi de iyi bilir cümlesinde lâzım söylenmiş, melzûm olan Allah sizi hesaba çeker manası kastedilmiştir.
وَمَا تَكْتُمُونَ cümlesiyle مَا تُبْدُونَ cümlesi arasında mukabele sanatı vardır.
تُبْدُونَ - تَكْتُمُونَ kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.
Tezyîl, bir cümlenin diğer bir cümleyi takip etmesi ve tekid etmek amacıyla birincinin manasını kapsaması ve onu sağlamlaştırmasına verilen isimdir. Bu iki şekilde olmaktadır: Birinci cümle, ikinci cümlenin ya mantukunu ya da mefhumunu tekit etmektedir. (Ar. Gör. Ömer Kara Belâgat İlminde İki İfade Biçimi: Itnâb-Îcâz (I) Kur’an Metninin Anlaşılmasındaki Rolü Üzerine Bir Deneme)