وَاِنَّهُ لَتَنْز۪يلُ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ
وَاِنَّهُ لَتَنْز۪يلُ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ
İsim cümlesidir. وَ istînâfiyyedir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. هُ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır.
تَنْز۪يلُ kelimesi اِنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur.
رَبِّ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. الْعَالَم۪ينَ muzâfun ileyh olup cer alameti ى ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar.
نُنَزِّلُ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi نزل ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
الْعَالَم۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan علم fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَاِنَّهُ لَتَنْز۪يلُ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ
و , istînâfiyyedir. اِنَّ ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. ه zamiri Kurân-ı Kerim’e aittir.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنّ , isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı tekid ifade eden çok muhkem cümlelerdir.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Cümle اِنَّ ve لَ ile pekiştirilmiştir. Çünkü söz, Kur'an'ın doğruluğu hakkında şüphe edenlere söylenmiştir. Dolayısıyla sözü çeşitli pekiştirme edatları ile pekiştirmek uygun düşmüştür. (Sâbûnî, Safvetü’t Tefasir)
اِنَّ ’nin haberi olan لَتَنْز۪يلُ , masdar vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. İsm-i mef’ûl manasında kullanılan bu kelimede, mef’ûliyet alakasıyla mecâz-ı mürsel sanatı vardır.
Malum olduğu üzere masdarla vasıflanmak mübalağa ifade eder. (Fâdıl Sâlih Samerrai, Beyanî Tefsir Yolu c. 4, s.112)
رَبِّ الْعَالَم۪ينَ izafeti, muzâfun ileyh için şan ve şeref ifade eder.
Allah Teâlâdan رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ şeklinde bahsedilmesi; her tür mahlukatın maliki olması dolayısıyla azametine işaret eder. (Âşûr, Mutaffifin Suresi/5)
Bu ayetteki تَنْز۪يلُ kelimesi ile ism-i mefûl manası kastedilmiştir. (Fahreddin er-Râzî)
Bu ayet ile surenin baş taraflarında müşriklerin Kur'an-ı Kerîm'den yüz çevirişleriyle ilgili açıklamalara tekrar dönülmektedir. (Kurtubi) Yani reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.
Kur’an'ın bu şekilde vasıflandırılması, kastedilen hakikati ziyadesiyle ifade etmek, içindir. Allah'ın (cc), alemlerin Rabbi olarak vasıflandırılması, Kur’an'ın indirilmesinin, bütün alemlerin terbiyesi ve Allah'ın alemlere olan merhametinin hükümlerinden olduğunu bildirmek içindir. (Ebüssuûd)
Cümlenin إنَّ ve ibtida lamı ile tekid edilmesi münkirlerin inkârını ret içindir. Mübalağa manası için masdar mef’ûl manasında gelmiştir. (Âşûr)