Kasas Sûresi 33. Ayet

قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي قَتَلْتُ مِنْهُمْ نَفْساً فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِ  ...

Mûsâ, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Şüphesiz ben onlardan birisini öldürdüm. Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالَ dedi ق و ل
2 رَبِّ Rabbim ر ب ب
3 إِنِّي bşüphesiz en
4 قَتَلْتُ öldürmüştüm ق ت ل
5 مِنْهُمْ onlardan
6 نَفْسًا bir kişi ن ف س
7 فَأَخَافُ korkuyorum خ و ف
8 أَنْ diye
9 يَقْتُلُونِ beni öldürecekler ق ت ل
 
Mûsâ daha önce Kıptîler’den birini öldürdüğü gerekçesiyle Firavun’un eline geçtiği takdirde kendisinin de öldürülebileceğinden, dolayısıyla peygamberlik görevini yerine getiremeyeceğinden endişe ediyordu. Ayrıca kardeşi Hârûn kendisinden daha düzgün konuşuyordu (krş. Tâhâ 20/25-32). Bu sebeple Hârûn’u da kendisiyle birlikte görevlendirmesi için Allah’tan niyazda bulundu, Allah Teâlâ da dileğini kabul etti.
 

قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي قَتَلْتُ مِنْهُمْ نَفْساً فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِ

 

 

Fiil cümlesidir.  قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هو’dir.

Mekulü’l-kavli  اِنّ۪ي قَتَلْتُ مِنْهُمْ ’dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. Nida harfi mahzuftur.

رَبِّ  münadadır. Kelimenin sonundaki kesra muzâfun ileyhten ivazdır. Mütekellim  يَ ’sı mahzuftur. 

Münada; kendisine seslenilen ve seslenen kişiye yönelmesi istenilen kişidir. Münada, fiili hazf edilmiş mef’ûlün bihtir. Münadaya “ey, hey!” anlamlarına gelen nida harfleri ile seslenilir. En yaygın kullanılan nida edatı  يَا ’dır.

Münada îrab yönünden mureb münada ve mebni münada olmak üzere 2 kısma ayrılır. Mureb münada lafzen mansub olur ve 3 şekilde gelir: 1) Muzâf, 2) Şibh-i muzâf, 3) Nekre-i gayrı maksude. Burada münada muzâf olarak geldiği için mureb münadaya girer ve lafzen mansubdur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  ي  mütekellim zamiri  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. 

قَتَلْتُ مِنْهُمْ  cümlesi  اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. قَتَلْتُ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  تُ  fail olarak mahallen merfûdur.  مِنْهُمْ  car mecruru  نَفْساً ’nin mahzuf haline mütealliktir. 

فَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder.  فَ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اَخَافُ  merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنا ’dir.  اَنْ  ve masdar-ı müevvel mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

يَقْتُلُونِ  fiili  نَ ’un hazfıyla mansub muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olarak mahallen merfûdur. Sonundaki  نِ  vikayedir. Esre ise mahzuf mütekellim zamirinden ivazdır. Hazf edilen  يَ  ise mef‘ûlun bih olarak mahallen mansubdur. Burada bu  ي  harfinin mahzuf olduğuna işaret etmek için fiilin sonunda bulunan  نِ  harfinin harekesi esre gelmiştir..    
 

قَالَ رَبِّ اِنّ۪ي قَتَلْتُ مِنْهُمْ نَفْساً فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِ

 

 

İstînâfiyye olarak fasılla gelen ayet, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Allah Teâlâ, Hz. Musa’nın sözlerini bildirmektedir.

رَبِّ  nidası, itiraziyye olarak fasılla gelmiştir. Çeşitli gayelere binaen araya girmiş saplama bir cümle olan itiraz cümleleri ıtnâb babındandır. Ana cümlenin anlamına tesiri ve îrabdan mahalli yoktur.

Nida harfinin ve mütekellim zamirinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Bu hazif, mütekellimin münadaya yakın olma ve onun rubûbiyet vasfına sığınma isteğine işarettir.

Hz. Musa’nın kendisine ait zamiri  رَبِّ  ismine izafe ederek seslenişi, onun Allah Teâlâ’dan destek ve inayet beklediğinin işaretidir. 

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan  اِنّ۪ي قَتَلْتُ مِنْهُمْ نَفْساً  cümlesi,  اِنَّ  ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, lâzım-ı faide-i haber inkârî kelamdır.

اِنَّ nin haberi olan  قَتَلْتُ مِنْهُمْ نَفْساً, müspet mazi fiil sıygasında lâzım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır. Hükmü takviye, hudûs, sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. 

Sözlerini  اِنَّ  ile tekid etmesi, muhatabını ikna etmek veya inandırmak maksadıyla değil, kendi duygularını, korkusunu, pişmanlığını dile getirmek maksadıyladır. 

Car mecrur  مِنْهُمْ, mef’ûl olan  نَفْساً ’in, mahzuf haline mütealliktir.

نَفْساً ’deki tenvin, muayyen olmayan cins ve tek manasında adede işaret eder.

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden,  اِنَّ , isim cümlesi ve isnadın tekrarı sebebiyle üç katlı bir tekid ve yerine göre de tahsis ifade eden çok muhkem/sağlam cümlelerdir. (Elmalılı, Kadir Suresi, 1)

İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 107) 

قَتَلْتُ  kelimesinde irsâd sanatı vardır.

فَ  ile  اِنَّ ’nin haberine atfedilen  فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِ  cümlesinin atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet muzari fiil sıygasında lâzım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki  يَقْتُلُونِ  cümlesi, masdar teviliyle  اَخَافُ  fiilinin mef’ûlu olarak nasb mahallindedir. Fiilin sonundaki  نِ  vikaye, esre ise fasıla gözetilerek hazfedilen mütekellim  ي ’sından ivazdır.

Masdar-ı müevvel müspet muzari fiil sıygasında gelerek hudûs, teceddüt ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi) 

قَتَلْتُ - يَقْتُلُونِ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Bu, dua manasında bir tarizdir (imadır, üstü kapalı bir sözdür). Ve kardeşi Harun'un kendisini desteklemesini istemeye bir mukaddimedir (giriştir). (Âşûr)