Âl-i İmrân Sûresi 131. Ayet

وَاتَّقُوا النَّارَ الَّت۪ٓي اُعِدَّتْ لِلْكَافِر۪ينَۚ  ...

Kâfirler için hazırlanmış ateşten sakının.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَاتَّقُوا ve sakının و ق ي
2 النَّارَ ateşten ن و ر
3 الَّتِي o ki
4 أُعِدَّتْ hazırlanmıştır ع د د
5 لِلْكَافِرِينَ kafirler için ك ف ر
 

وَاتَّقُوا النَّارَ الَّت۪ٓي اُعِدَّتْ لِلْكَافِر۪ينَۚ

 

Fiil cümlesidir.  وَ   atıf harfidir.  اتَّقُوا fiili  نَ ’un hazfiyle mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul  و ‘ı faildir.  النَّارَ  lafza-i celâli mef’ûlun bihtir. 

 الَّت۪ٓي  müfret müennes has ism-i mevsûl,  النَّارَ ’nın sıfatı olarak mahallen mansubtur. İsm-i mevsûlun sılası  اُعِدَّتْ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur. 

 اُعِدَّتْ  meçhul mebni mazi fiildir.  تْ  te’nis alametidir.  Naib-i faili müstetir olup takdiri  هى ’dir. 

 لِلْكَافِر۪ينَ  car mecruru  اُعِدَّتْ  fiiline müteallıktır.  اَلْكَافِر۪ينَ  kelimesi sülâsî mücerred olan  كفر  fiilinin ism-i failidir. Cer alameti  ی ’dir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
 

وَاتَّقُوا النَّارَ الَّت۪ٓي اُعِدَّتْ لِلْكَافِر۪ينَۚ


Önceki ayete matuf olan bu ayet de emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

Has ism-i mevsûl  النَّارَ , الَّت۪ٓي ’nın sıfatıdır. Sıfatlar anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır.

Ayrıca ism-i mevsûlde tevcih sanatı vardır. Mevsûller müphem yapıları nedeniyle sıla cümlesine ihtiyaç duyarlar.  اُعِدَّتْ  cümlesi mevsûlün sılasıdır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

النَّارَ -  لْكَافِر۪ينَۚ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Ribanın arkasından cehennem geldi, demek ki riba cehenneme götüren amellerden biridir.

وَاتَّقُوا  sözünde reddü’l-acüz ale’s-sadri vardır. Bir önceki ayetteki takvayı açıklar.

اُعِدَّتْ لِلْكَافِر۪ينَۚ  [Kafirler için hazırlanmış] ibaresi onların beklentilerine tarizdir.

Bu ayet Kur’an'ın en korkutucu ayetidir.

Çünkü müminler yasaklardan kaçınmak suretiyle sakınmadıkları takdirde, Allah Teâlâ'nın onlara kâfirler için hazırlanmış ateşi vaad ettiğini haber veriyor. (Ebüssuûd)

[İnkârcı nankörler için hazırlanmış olan ateşten sakının.] Ebû Hanîfe Rahimehullāh’ın (v.150/767) şöyle dediği nakledilir: En ağır tehdit içeren Kur’an ayeti budur. Zira Allah Teâlâ burada iman edenleri, yasaklarından kaçınma hususunda kendisinden sakınmamaları halinde kâfirler için hazırladığı ateşle tehdit etmekte; ek olarak, iman edenlerin O’nun rahmetini ancak kendisine ve Resulüne itaat etmek suretiyle umabileceklerini ifade etmektedir. Bu ve benzeri ayetler üzerinde düşünenler, Allah’tan yana boş ümit ve kuruntulara kapılmazlar. Allah Teâlâ’nın bu gibi durumlarda  لَعَلَّ  ve  عسى  [umulur ki ola ki] kelimelerine yer vermesi, insanlar ne derse desin, zeki irfan sahiplerinin dikkatinden kaçmayacağı üzere, takva yolunun ne kadar ince bir yol, Allah rızasını elde etmenin ne kadar zor bir şey ve O’nun rahmet ve mükâfatına nail olmanın ne derece şerefli bir mazhariyet olduğunu göstermektedir. (Keşşâf)