يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَكْفُرُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَاَنْتُمْ تَشْهَدُونَ
يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَكْفُرُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَاَنْتُمْ تَشْهَدُونَ
يَٓا nida harfidir. اَهْلَ münadadır. الْكِتَابِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
Nidanın cevabı لِمَ تَكْفُرُونَ’dir. مَ istifham isminin ism-i mevsûl olmadığı anlaşılsın diye elifi hazf edilmiştir, لِ harfi ceriyle تَكْفُرُونَ fiiline müteallıktır.
تَكْفُرُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و’ı fail olup mahallen merfûdur. بِاٰيَاتِ car mecruru تَكْفُرُونَ fiiline müteallıktır. اللّٰهِ lafza-i celâli, muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
وَ haliyyedir. Munfasıl zamir اَنْتُمْ mübteda olarak mahallen merfûdur. تَشْهَدُونَ fiili haber olarak mahallen merfûdur. نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَكْفُرُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَاَنْتُمْ تَشْهَدُونَ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Nida üslubunda talebî inşâî isnaddır. Nidanın cevabı … لِمَ تَكْفُرُونَ بِاٰيَاتِ ise istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Cümle istifhami inkârî üslubunda gelmiş olmasına rağmen gerçek manada soru olmayıp kınama, tehekküm ve azarlama manasındadır. Va’z edildiği anlamın dışında mana ifade ettiği için mecaz-ı mürsel mürekkebtir.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ’dır. Dolayısıyla istifhamda tecâhül-i ârif sanatı vardır. Çünkü Allah Teâlâ’nın soru sorup cevap beklemesi muhaldir.
Ayrıca mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde اللّٰهِ isminin zikrinde tecrîd sanatı vardır.
بِاٰيَاتِ اللّٰهِ izafetinde lafza-i celâle muzâf olan اٰيَاتِ şan ve şeref kazanmıştır.
Hal وَ ’ıyla gelen وَاَنْتُمْ تَشْهَدُونَ cümlesi isim cümlesi formunda faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Müsnedin muzari fiil olması hükmü takviye hudûs, teceddüt ve (zem makamı olduğu için) istimrar ifade eder. Ayrıca muzari fiildeki tecessüm özelliği muhatabın dikkatini uyararak onu canlı tutar. Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.
تَشْهَدُونَ fiilinin mef’ûlü faydayı çoğaltmak için hazfolmuştur.
بِاٰيَاتِ اللّٰهِ [Allah’ın ayetlerini] ifadesinden maksat; Tevrat ve İncil, onları inkâr etmeleri ise onların Peygamberin (sav) nübüvvetinin sıhhati ve başka konularda konusunda söylediklerine inanmamalarıdır.
وَاَنْتُمْ تَشْهَدُونَ, onların şahitlikleri de bunların Allah’ın ayetleri olduğunu itiraf etmeleridir. Veya bu iki kitapta sıfatlarını görüp “şahitlik ettiğiniz halde” Peygamberin (sav) nübüvvetinin delillerini ve Kur’an’ı “nankörce inkâr ediyorsunuz!?” Ya da Allah’ın bütün ayetlerini hak olduklarını “bile bile” nankörce inkâr ediyorsunuz. (Keşşâf - Ebüssuûd)