يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ ذُوالْفَضْلِ الْعَظ۪يمِ
يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۜ
Ayet, öncesinde geçen اللّٰهُ lafza-i celâlinin üçüncü haberi olarak mahallen merfûdur. Fiil cümlesidir. يَخْتَصُّ merfû muzari fiildir.
بِرَحْمَتِ car mecruru يَخْتَصُّ fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir ه۪ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
Müşterek ism-i mevsûl مَنْ mef’ûl olarak mahallen mansubtur. İsm-i mevsûlun sılası يَشَٓاء ’dur.
يَخْتَصُّ fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi خصص’dir. İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.
وَاللّٰهُ ذُوالْفَضْلِ الْعَظ۪يمِ
İsim cümlesidir. و atıf harfidir. اللّٰهُ lafza-i celâli, mübteda olup lafzen merfûdur. Haberi ذُو , harfle îrab olan beş isimden biridir. Ref alameti و ’dır. الْفَضْلِ muzâfun ileyhtir. الْعَظ۪يمِ ise الْفَضْلِ ‘nin sıfatıdır.
يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۜ
Ayet önceki ayetin fasılasının üçüncü haberi olarak fasılla gelmiştir. Müspet fiil cümlesi sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlenin, mübtedası mahzuf haber olduğu da söylenmiştir.
Mef’ûl konumundaki müşterek ism-i mevsûl مَنْ ’in sılası يَشَٓاءُۜ , faide-i haber ibtidaî kelamdır.
رَحْمَتِه۪ izafeti muzâfın şanı içindir.
Bu cümle 73. ayetteki اِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللّٰهِۚ يُؤْت۪يهِ مَنْ يَشَٓاءُۜ cümlesinden bedel-i ba’zdır. Çünkü rahmet onun fazlından bir kısımdır. (Âşûr)
وَاللّٰهُ ذُوالْفَضْلِ الْعَظ۪يمِ
وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَل۪يمٌۚ cümlesine وَ ’la atfedilen bu cümle mesel tarikinde tezyîldir. Itnâb babındandır. Tezyîl cümlesi, önceki cümleyi tekid için gelmiştir.
Mübteda ve haberden müteşekkil terkip, isim cümlesi formunda faide-i haber talebî kelamdır. Haberin marife gelişi tahsis ifade eder.
Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnayı ve kemâl sıfatları bünyesinde toplayan lafza-i celâlle marife olması telezzüz ve teberrük içindir.
Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu için, cümledeki lafza-i celâlde tecrîd sanatı vardır.
رَحْمَتِه۪ kelimesi ile peygamberlik kastedilmiştir.
بِرَحْمَتِه۪ - الْفَضْلِ arasında mürâat-ı nazîr vardır.
بِ harfi, اخْتَصّ fiiliyle birlikte kullanılır.