اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ مُبَارَكاً وَهُدًى لِلْعَالَم۪ينَۚ
Gerçek şu ki, insanlar için yapılmış olan ilk ev, âlemlere bir hidayet ve bir bereket kaynağı olan Mekke’deki evdir.
Geniş tefsir için:
https://Kur’ân.diyanet.gov.tr/tefsir/Âl-i%20İmrân-suresi/389/96-ayet-tefsiri
Evele اول :
Te'vil تَاْوِيلٌ asla dönüş manasındaki kökünden gelmektedir. Buna göre te'vil bir şeyi ilmen veya fiilen kendisiyle kastedilen amaca döndürmek demektir.
Evvel أوَّلٌ başkasının kendisiyle sıraya girdiği şeydir ve bir kaç şekilde kullanılır:
1-Zaman bakımından önce gelen
2- Bir şeye başkanlık etme ve başkasının kendisini örnek alması ya da kendisine uyması bakımından önce gelen
3- Konum ve nisbet/oran bakımından önde olan
4- Yapılış düzeni bakımından önce gelen (örneğin önce temelin sonra binanın gelmesi)
Yüce Allah'ı nitelemek için kullanılan ألأَوَّلُ kavramı varlıkta hiçbir şey O'na yetişemez, O her şeyden önce vardır anlamına gelir. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de dört farklı isim formunda 170 kez geçmiştir. (Mu'cemu-l Mufehres)
Türkçede kullanılan şekilleri evvel, evvelâ, meâl, alet ve tevildir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ مُبَارَكاً وَهُدًى لِلْعَالَم۪ينَۚ
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. اَوَّلَ kelimesi اِنَّ’nin ismidir. بَيْتٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. وُضِعَ لِلنَّاسِ cümlesi اَوَّلَ ’nin sıfatı olarak mahallen mansubtur. Veya بَيْتٍ kelimesinin sıfatı olarak mahallen mecrurdur. وُضِعَ meçhul mazi fiildir. Naib-i faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
لِلنَّاسِ car mecruru وُضِعَ fiiline müteallıktır. Ebu Hayyan; naib-i failin mahzuf haline müteallık olması caiz olduğunu söylemiştir. Takdiri; وضع متعبّدا للناس (İnsanların ibadet etmesi için konmuştur.) şeklindedir. (Mahmut Sâfî)
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. الَّذ۪ي şeklindeki müfret müzekker has ism-i mevsûlu, اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur.
بِبَكَّةَ car mecruru mahzuf sılaya müteallıktır. مُبَارَكًا naib-i failin hali olup fetha ile mansubtur.
هُدًى atıf harfi وَ ’la hali olan مُبَارَكًا ’e matuftur. هُدًى elif üzere mukadder fetha ile mansubtur. لِلْعَالَم۪ينَ car mecruru masdar olduğu için هُدًى ’e müteallıktır.
اَلْعَالَم۪ينَ ’nin cer alameti ى harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
وُضِعَ لِلنَّاسِ [İnsanlar için kurulan] kelimesi بَيْتٍ [ev] kelimesinin sıfatıdır. Onu kuran ise Yüce Allah’tır. Fail Allah olmak üzere malum olarak وَضَعَ لِلنَّاسِ [Allah’ın kurduğu] şeklinde okunması da buna delalet eder. Allah’ın onu insanlar için “ev” olarak kurması ise onu onlar için mabet yapması anlamındadır. Sanki “İnsanlar için kurulan ilk mabet Kâbe’dir.” denilmiştir. (Keşşâf)
لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ [Mekke’dekidir] yani Mekke’deki mabettir. Bekke, o saygın şehrin özel ismidir. Mekke ve Bekke aynı şeyi ifade eder. (Keşşâf)
اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ مُبَارَكاً وَهُدًى لِلْعَالَم۪ينَۚ
İstînâfiyye olarak fasılla gelen ayet, اِنَّ ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş isim cümlesidir. Faide-i haber inkârî kelamdır.
Ehli kitabın, Beytullah’ın ilk mabed olmasını inkârlarına karşı ayet tekidle gelmiştir.
اِنَّ ’nin ismi izafetle gelerek az sözle çok anlam ifade edilmiştir.
Müspet fiil sıygasındaki وُضِعَ لِلنَّاسِ cümlesi, اَوَّلَ için sıfattır. Sıfat cümleleri anlamı zenginleştirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.
وُضِعَ fiili meçhul bina edilerek mef’ûle dikkat çekilmiştir.
Ref mahallindeki has ism-i mevsûl اِنَّ ,لَلَّذ۪ي ’nin haberidir. Mevsûlün sılası mahzuftur. بِبَكَّةَ bu mahzuf sılaya müteallıktır. مُبَارَكًا, naib-i failin halidir. Mevsûlde tevcih sanatı vardır.
Müsnedin ism-i mevsûlle gelmesi, müsnedin şanı için ve zikre gerek kalmayacak kadar meşhur olup muhataplar tarafından bilindiği içindir.
لِلْعَالَم۪ينَۚ’nin müteallakı olan masdar kalıbındaki بِبَكَّةَ ,هُدًى’ye, tezayüf sebebiyle atfedilmiştir.
لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ [Mekke’deki ev] demektir. Burada ism-i mevsûlun mevsûfu olan بَيْتٍ kelimesinin hazfedilmiş olması, onun büyüklüğünü gösterir. (Safvetü’t Tefasir)
Mabede بَيْتٍ isminin verilmesi istiare-i asliyyedir. Bir ev insanın barınağı, sığınağı, dinlendiği, korunduğu, beslenip huzur bulduğu yerdir. Allah’a ibadet için inşa edilen mabedler de böyledir. İnsana huzur verir, rahatlatır, onu tüm ağyardan korur. Ruhunu manevi gıdalarla besler. Dünya, nefis ve şeytan düşmanlarından kaçan insan mabede sığınır.
Bundan önce Yahudilerin, bütün yiyeceklerin İbrahim'e helal olduğunu inkâr ettikleri gerçeği üzerinde durulmuştu. Şimdi burada da Yahudilerin, İbrahim (as)’ın dininin diğer bazı ayırıcı vasıflarını inkâr ettikleri dile getiriliyor.
Rivayete göre Yahudiler, dediler ki:
"- Beytülmakdis, Kâbe'den daha büyüktür; çünkü eski Peygamberlerin hicret yurdudur; bir de Beytülmakdis, mukaddes topraklarda bulunmaktadır."
Müslümanlar da dediler ki: "- Hayır, Kâbe daha büyüktür."
Nihayet söylenenler, Resûlüllah'a ulaştı. İşte bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. İbadet için kurulup mabed yapılan ilk beyt, Kâbe'dir. Bunun kurucusu (bânii) ve koyucusu (vâzıı) da Allah'dır (cc).
"Bekke", Mekke isminin başka bir okunuş şeklidir. Zira Araplar "b" harfi ile "m" harfinin okunuşunu birbirine yaklaştırırlar.
"Bekke" kelimesine çeşitli anlamlar verilmiştir. Şöyle ki:
"Bekke", izdiham (yoğun kalabalık) demektir. Zira ziyaret için oraya gelen insanlar, izdiham oluşturur. Katâde diyor ki:
"Şehre gelen çok sayıda insan izdiham sebebiyle itişip kakıştığı ya da zorbalar dövülüp kakıldığı için buraya "Bekke" ismi verilmiştir. Nitekim Allah (cc) kötülük için Mekke'ye yönelen her zorbanın boynunu kırmıştır."
Bekke, Mekke'nin ortasındaki vadinin adıdır.
Bekke, Kabe'nin yerinin adıdır.
Bekke, Mescid-i Haram'ın; Mekke ise, bütün şehrin adıdır.
İzdihamın şehrin her yerinde değil yalnız tavaf sırasında olduğu da, bu görüşü teyit eder.
Bekke, şehrin; Mekke ise, Mescid-i Haram'ın ve tavaf yeri (metaf)nin adıdır. Zira ayette "Bekke'deki beyt" ifadesi vardır.
Rivayete göre, Peygamberimiz (sav)'e insanlar için kurulan ilk ev, mabed, soruldu.
"- İlk kurulan ev, Mescid-i Haram'dır; sonra Beytülmakdis’dir." dedi. İkisinin kuruluşu arasındaki zaman fasılası soruldu. " Kırk sene..." dedi.
Allah'ın Beytinin ilk kim tarafından inşa edildiği konusunda değişik görüşler vardır. Şöyle ki:
1- Kâbe'yi ilk önce bina eden İbrahim (as) dır.
2- Kâbe'yi ilk önce bina eden Âdem (as) dır.
Bu konuya ilişkin görüşlerin tamamı Bakara Suresinde zikredilmişti.
3- Zaman itibariyle değil, şeref itibariyle ilk kurulan Mekke'deki
Kâbe'dir.
Kâbe'nin âlemler veya bütün insanlar için mübarek (bereket kaynağı) olması, hac veya umre maksadıyla onu ziyaret ve sırf ibadet amacıyla tavaf eden, orada itikafa giren kimselerin kazandıkları sevap ve mazhar oldukları mağfiret gibi hayır ve yararlardır.
Yine Kâbe, aynı zamanda bütün insanlar için bir hidayet kaynağıdır. Çünkü onların kıblesidir, mabedidir. Bir de onda, Allahu Teâlâ'nın sonsuz kudretine ve sınırsız hikmetine delalet eden çok garip deliller vardır. (Ebüssuûd, Fahreddin er-Râzî, Elmalılı, Âşûr)
Mekke, sütü annesinden iyice çekmek demektir. Mekke de mecazen insanları kendisine çeker. Bir de suyu az yer demektir. (Medine Balcı, Dergâhu’l Kur’an)