قَالُوا مَٓا اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۙ وَمَٓا اَنْزَلَ الرَّحْمٰنُ مِنْ شَيْءٍۙ اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا تَكْذِبُونَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | قَالُوا | dediler ki |
|
2 | مَا | değilsiniz |
|
3 | أَنْتُمْ | siz |
|
4 | إِلَّا | başka bir şey |
|
5 | بَشَرٌ | insandan |
|
6 | مِثْلُنَا | bizim gibi |
|
7 | وَمَا | ve |
|
8 | أَنْزَلَ | indirmemiştir |
|
9 | الرَّحْمَٰنُ | Rahman |
|
10 | مِنْ | hiçbir |
|
11 | شَيْءٍ | şey |
|
12 | إِنْ | hayır! |
|
13 | أَنْتُمْ | siz |
|
14 | إِلَّا | sadece |
|
15 | تَكْذِبُونَ | yalan söylüyorsunuz |
|
قَالُوا مَٓا اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۙ
Fiil cümlesidir. قَالُوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. Mekulü’l-kavli مَٓا اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۙ ‘dir. قَالُوا fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
مَٓا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. Munfasıl zamir اَنْتُمْ mübteda olarak mahallen merfûdur. اِلَّا hasr edatıdır. بَشَرٌ haber olup lafzen merfûdur.
مِثْلُنَا izafeti, بَشَرٌ ‘un sıfatı olup merfûdur. Mütekellim zamiri نَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.
Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.
Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat 2. Sebebi sıfat
Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar 2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Müfred olan sıfatlar : Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.
Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.
2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَمَٓا اَنْزَلَ الرَّحْمٰنُ مِنْ شَيْءٍۙ
Cümle atıf harfi وَ ‘la mekulü’l-kavle matuftur. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مَٓا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. اَنْزَلَ fetha üzere mebni mazi fiildir. الرَّحْمٰنُ fail olup lafzen merfûdur.
مِنْ hari ceri zaiddir. مِنْ شَيْءٍ car mecruru lafzen mecrur, mef’ûlün bih olarak mahallen mansubdur.
اَنْزَلَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi نزل ’dir.
İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder.
اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا تَكْذِبُونَ
اِنْ nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. Munfasıl zamir اَنْتُمْ mübteda olarak mahallen merfûdur.
اِلَّا hasr edatıdır. تَكْذِبُونَ mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur. تَكْذِبُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
تَكْذِبُونَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi كذب ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
قَالُوا مَٓا اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۙ
İstînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالُوا fiilinin mekulü’l-kavli olan مَٓا اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۙ , kasrla tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden menfî isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Nefy harfi مَٓا ve istisna edatı اِلَّا ile oluşan kasr, mübteda ve haber arasındadır. Kasr-ı mevsuf ale’s-sıfattır. اَنْتُمْ mevsuf/maksûr, بَشَرٌ sıfat/maksûrun aleyhtir.
مِثْلُنَاۜ haber olan بَشَرٌ için sıfattır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için gelen ıtnâb sanatıdır.
وَمَٓا اَنْزَلَ الرَّحْمٰنُ مِنْ شَيْءٍۙ
Mekulü’l-kavle matuf olan cümlenin atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Menfi mazi fiil sıygasında, faide-i haber talebî kelamdır.
شَيْءٍۙ lafzen mecrur, mahallen mansubdur. اَنْزَلَ fiilinin mef’ûlüdür. مِنْ , tekid ifade eden zaid harftir.
شَيْءٍۙ ’deki tenvin, kıllet ifade eder. مِنْ harfi kelimeye ‘hiçbir’ anlamı katmıştır. Menfî siyakta nekre, umum ve şümule işarettir.
Fiil cümlesi, isim cümlesine atfedilmiştir. Aslolan, aynı üsluptaki cümlelerin birbirine atfıdır. İsim cümlesinin anlamında sabitlik ve devamlılık, fiil cümlesinin anlamında ise yenilenme ve tekrarlanma vardır.
Şayet hem devamlılık hem fiilin tekrarı ve yenilenmesi kastediliyorsa, isim cümlesi fiil cümlesine atfedilebilir. Bunun aksi de mümkündür. Meselâ, fiil cümlesinden fiilin zaman zaman yenilendiğini, isim cümlesinden ise başlayıp halen devam ettiği kast ediliyorsa aralarında atıf yapılabilir (Rıfat Resul Sevinç Belâğatta Fasıl-Vaslın Genel Kuralları Ve “Vâv”ın Kullanımı Ekev Akademi Dergisi Yıl: 21 Sayı: 69 (Kış 2017)
Bu söz, bu resulleri ve umumi olarak nübüvveti inkâr manası taşır. Bu ibarenin tazammunî olarak ifade ettiği bu elçileri yalanlamak ve nübüvveti inkâr manası, arkadan gelen [Hem Rahman hiçbir şey indirmemiştir.] sözünde açıkça ifade edilmiştir. Bu cümle nübüvveti inkâr demektir.
Tefsîrü'l Kebîr'de ise bu cümle şöyle açıklanmıştır: Ayetteki Rahman ifadesi onların görüşlerine bir reddiyedir. Çünkü Allah dünyanın رَّحْمٰنُ ’ı olduğuna, peygamber göndermek de bir rahmet olduğuna göre, رَّحْمٰنُ nasıl olur da rahmetini göndermez demektir. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Beyânî Tefsir Yolu, c.2, s.77)
اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا تَكْذِبُونَ
Mekulü’l-kavle dahil olan isti’nafiyye veya ta’liliyyedir. Fasılla gelmiştir. Kasrla tekit edilmiş sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Nefy harfi اِنْ ve istisna edatı اِلَّا ile oluşan kasr mübteda ve haber arasındadır. Kasr-ı mevsuf ale’s-sıfattır. اَنْتُمْ mevsuf/maksûr, تَكْذِبُونَ sıfat/maksûrun aleyhtir.
Cümlede müsnedin muzari fiil cümlesi olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.(Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)