لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلٰٓى اَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Tefsirlerde genellikle, gerçekleşeceği belirtilen “söz”den maksadın Hûd sûresinin 119. âyeti ile Secde sûresinin 13. âyetinde geçen Allah Teâlâ’nın “Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım!” şeklindeki yemin ifadesi olduğu belirtilir (meselâ Zemahşerî, III, 280; başka yorumlar için bk. Râzî, XXVI, 43-44).
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 477لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلٰٓى اَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
لَ harfi, mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattiedir. قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder.
حَقَّ fetha üzere mebni mazi fiildir. الْقَوْلُ fail olup lafzen merfûdur. عَلٰٓى اَكْثَرِهِمْ car mecruru حَقَّ fiiline mütealliktir. Muttasıl zamir هِمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
فَ atıf harfidir. İsim cümlesidir. Munfasıl zamir هُمْ mübteda olarak mahallen merfûdur. لَا يُؤْمِنُونَ mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur.
لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. يُؤْمِنُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.
يُؤْمِنُونَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi أمن ’dir.
İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder.
لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلٰٓى اَكْثَرِهِمْ
لَ mahzuf kasemin cevabının başına gelen harftir. Kasem fiilinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. Mahzufla birlikte cümle kasem üslubunda gayr-ı talebî inşâî isnaddır.
قَدْ ve mahzuf yemin ile tekid edilmiş cevap cümlesi olan لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلٰٓى اَكْثَرِهِمْ , müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)
لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ [o söz hakk/vâcib oldu] sözünün Kur’ân-ı Kerîm'deki manası, “azabın onlar hakkında sabit olduğu”dur. الْقَوْلُ ile kastedilen, “Allah'ın sözü”dür. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Beyânî Tefsir Yolu, c. 2, s. 26)
Bu ayette, onların çoğu olarak ifade edilen kimselere bu hükmün sabit olması, ebedî olarak İblisin peşinden gitmekte ısrar edenlerden oldukları içindir. (Ebüssuûd)
فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
Ta’liliyye olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâli ittisâldir. Ta’lil cümleleri ıtnâb babındandır.
Sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Cümlenin müsnedi olan لَا يُؤْمِنُونَ , menfi muzari fiil sıygasında gelmiştir. Bu durum hükmü takviye, teceddüt ve istimrar ifade eder. Ayrıca muzari fiil muhatabın dikkatini tecessüm özelliğiyle uyararak konuyu anlamasında yardımcı olur.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Nefy harfinin müsnedün ileyhden sonra gelmesi ve müsnedin de fiil olması halinde bu terkip; hükmü takviye ifade eder. Ancak bazı karineler vasıtasıyla tahsis de ifade edebilir. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)