وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ
وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ
وَ istînâfiyyedir. Fiil cümlesidir. قَالُوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. Mekulü’l-kavli رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا ‘dir. قَالُوا fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
Nida harfi mahzuftur. Münada olan رَبَّ muzâftır. Mütekellim zamir نَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
Münada; kendisine seslenilen ve seslenen kişiye yönelmesi istenilen kişidir. Münada, fiili hazfedilmiş mef’ûlün bihtir. Münadaya “ey, hey!” anlamlarına gelen nida harfleri ile seslenilir. En yaygın kullanılan nida edatı يَا ’dır.
Münada îrab yönünden mureb münada ve mebni münada olmak üzere 2 kısma ayrılır.
Mureb münada lafzen mansub olur ve 3 şekilde gelir: 1) Muzâf, 2) Şibh-i muzâf, 3) Nekre-i gayrı maksude.
Mebni münada merfû üzere mebni, mahallen mansub olur 3 şekilde gelir: 1) Müfred alem, 2) Nekre-i maksude, 3) Harf-i tarifli isim. Burada münada müfred alem olarak geldiği için mebni münadaya girer ve merfû üzere mebni, mahallen mansubdur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
Nidanın cevabı عَجِّلْ لَنَا ‘dır.
عَجِّلْ dua manasında, sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir. لَنَا car mecruru عَجِّلْ fiiline mütealliktir.
قِطَّنَا dua manasında, sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir. Mütekellim zamir نَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
قَبْلَ zaman zarfı عَجِّلْ fiiline mütealliktir. يَوْمِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. الْحِسَابِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
عَجِّلْ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi عجل ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالُوا fiilinin mekulü’l-kavli olan رَبَّنَا cümlesi, nida üslubunda talebî inşâî isnaddır. Nida harfi mahzuftur.
Nidanın cevabı olan عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Emir üslubunda gelmiş olmasına rağmen bir nevi tehaddi manası taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur لَنَا , konudaki önemine binaen mef’ûl olan قِطَّنَا ’ya takdim edilmiştir.
رَبَّنَا izafeti muzâfın şanı içindir.
Bu müşrik topluluk, haşr ve dirilme fikrini alabildiğine inkâr ediyor, böylece de haşr ve neşr fikrinin yanlışlığı ile, Hazret-i Muhammed'in nübüvvetinin yanlışlığına istidlal ediyorlardı. قِطَّ , bir şeyin parçası, demektir. Çünkü, o onu parçaladığında, onu ondan koparmış olur. Bağış sayfasına da قِطَّ denilir. Hazret-i Peygamber müminlere cennetin vadedildiğinden bahsedince, bu kâfirler alay ederek ya [Bizim, cennetten olan hissemizi peşin ver!] veya [Bize amel defterimizi çabucak ver de bir bakalım!] demişlerdir. (Fahreddin er-Râzî)