وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ عُدْوَاناً وَظُلْماً فَسَوْفَ نُصْل۪يهِ نَاراًۜ وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يراً
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَمَنْ | kim |
|
2 | يَفْعَلْ | yaparsa (bilsin ki) |
|
3 | ذَٰلِكَ | bunu |
|
4 | عُدْوَانًا | düşmanlık ile |
|
5 | وَظُلْمًا | ve zulüm ile |
|
6 | فَسَوْفَ | yakında |
|
7 | نُصْلِيهِ | onu sokacağız |
|
8 | نَارًا | cehenneme |
|
9 | وَكَانَ |
|
|
10 | ذَٰلِكَ | ve bu |
|
11 | عَلَى | karşı |
|
12 | اللَّهِ | Allah’a |
|
13 | يَسِيرًا | kolaydır |
|
وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ عُدْوَاناً وَظُلْماً فَسَوْفَ نُصْل۪يهِ نَاراًۜ
وَ atıf harfidir. مَنْ şart ismidir. Mübteda olarak mahallen merfûdur. يَفْعَلْ meczum muzari fiildir. مَنْ ’in haberi olarak mahallen merfûdur. Aynı zamanda şart fiilidir.
ذٰلِكَ işaret ismi mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. ل harfi buud yani uzaklık bildirir, ك ise muhatap zamiridir.
عُدْوَانًا sebebiyet bildiren mef’ûlün lieclihtir. ظُلْمًا kelimesi atıf harfi وَ ‘la عُدْوَانًا ’e matuftur.
فَ şartın cevabının başına gelen rabıta harfidir. سَوْفَ gelecek zamana işaret eder. Alimler bu edata تَسْويف - erteleme diye isimlendirmişlerdir. Vaad veya tehdit bulunan yani istenen veya hoşlanılmayan bir fiile delalet eden bir muzari fiilin başına geldiklerinde tekid/vurgu ifade ederler.
نُصْل۪يهِ fiili, ی üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ’dur. Muttasıl zamir هِ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
نَارًا kelimesi ikinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.
وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يراً
Fiil cümlesidir. وَ istînâfiyyedir. كَانَ nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.
ذٰلِكَ işaret ismi كَانَ ’nin ismi olarak mahallen merfûdur. عَلَى اللّٰهِ car mecruru يَس۪يرًا ’e müteallıktır. يَس۪يرًا kelimesi كَانَ ’nin haberi olup fetha ile mansubtur.
يَس۪يرًا kelimesi sıfat-ı müşebbehe kalıbındandır.
وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ عُدْوَاناً وَظُلْماً فَسَوْفَ نُصْل۪يهِ نَاراًۜ
وَ istînâfiyyedir. Cümle şart üslubunda haberî isnaddır. Şart ismi مَنْ mübteda يَفْعَلْ ذٰلِكَ عُدْوَانًا وَظُلْمًا şart cümlesidir.
Şart ve cevap cümlelerinden müteşekkil, şart üslubunda faide-i haber talebî kelam olan terkip مَنْ ’in haberidir.
يَفْعَلْ fiilinin mef’ûlü olan ذٰلِكَ ile Allah'ın haram kıldığı davranışlara işaret edilmiştir. Bilindiği gibi işaret ismi, mahsus şeyler için kullanılır. Ama burada olduğu gibi aklî şeyler için kullanıldığında istiare olur. Câmi’; her ikisinde de “vücudun tahakkuku”dur.
ذٰلِكَ, o insanların fesatta mertebelerinin çok yüksek olduğuna işaret eder. (Ebüssuûd)
عُدْوَانًا, haddi aşmak demektir. ظُلْمًا [haksızlık] ise bir şeyi konulması gereken yerden başka yere koymak demektir. (Kurtubî)
Masdar kalıbında olan عُدْوَانًا - ظُلْمًا hal veya mef’ûlün lieclihtir. Bu kelimeler arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
Burada tehdidin, haddi aşmak ve zulüm kayıtlarıyla birlikte gelmesi, yanılarak ve yanlışlıkla yapılan işin kapsam dışında tutulması içindir. Manaları birbirlerine yakın olmakla birlikte, haddi aşmanın ve zulmün bir arada zikrolunması, lafızlarının farklı olmasından dolayıdır. (Kurtubî)
İstikbal edatı سَوْفَ cümleyi tekid etmiştir.
Cevap cümlesi فَسَوْفَ نُصْل۪يهِ muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Önceki cümledeki gaib zamirden bu cümledeki azamet zamirine iltifat vardır.
وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يراً
وَ istînâfiyyedir. Cümle كَانَ ’nin dahil olduğu sübut ifade eden isim cümlesidir. Müsnedün ileyhin işaret ismi ile gelmesi işaret edilenin önemini belirtir.
ذٰلِكَ’de istiare vardır. Mahsus şeyleri işaret etmekte kullanılan ذٰلِكَ ile bu cümlede durum işaret edilmiştir. Aklî olan hissî olana benzetilmiştir. Câmi’, her ikisindeki vücudun tahakkukudur.
عَلَى اللّٰهِ car mecruru amili olan يَس۪يرًا ’e takdim edilmiştir. Bu takdim kasr ifade eder.
Cümle faide-i haber talebî kelamdır.
وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يرًا [Bu Allah’a kolaydır.] cümlesi yani sanmayın ki “bunu yapmak zordur” anlamındadır. Bu; mecazî bir ifadedir. Allah Teâlâ için zaten zor değildir. ama bizim gözümüzde canlandırabilmemiz için söylenmiştir. Allah Teâlâ için her fiil eşittir.
وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يرًا [Bu Allah’a kolaydır.] cümlesinde bu azabın sebebinin mevcut olduğunu ve ilâhî iradenin önünde duracak hiçbir güç olmadığını vurgular. Burada zamir kullanılmayıp ism-i celilin (Allah) zikredilmesi, mehabeti artırmak ve bu zeyl cümlesinin istiklâlini tekid içindir. (Ebüssuûd)