Zuhruf Sûresi 21. Ayet

اَمْ اٰتَيْنَاهُمْ كِتَاباً مِنْ قَبْلِه۪ فَهُمْ بِه۪ مُسْتَمْسِكُونَ  ...

Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı sarılıyorlar?
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أَمْ yoksa?
2 اتَيْنَاهُمْ onlara (mı) vermişiz? ا ت ي
3 كِتَابًا bir Kitap ك ت ب
4 مِنْ
5 قَبْلِهِ bundan önce ق ب ل
6 فَهُمْ onlar
7 بِهِ ona
8 مُسْتَمْسِكُونَ sarılıyorlar م س ك
 

O’ndan alınan bir bilgiye (vahye, kitaba) dayanmadan “O isteseydi biz putlara tapmazdık, şöyle veya böyle yapardık” demek, boş bir iddiada bulunma örneği olmanın ötesinde bir anlam taşımaz.

22. âyetin ortaya koyduğu gerçek evrenseldir; tarihte ve günümüzde inanç ve kanaatlerin büyük bir kısmı taklide dayanır. Burada taklitten maksat, kanıt aramadan, aklını işletmeden, şüphe ve test etmeden bir otoritenin söylediklerini kabul etmek ve ona inanmaktır. Müşrik Araplar da Allah, din, putlar ve melekler gibi konulardaki bilgilerini vahiy, akıl, gözlem gibi muteber bilgi kaynaklarına değil, taklide dayandırıyorlardı.

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 770-771
 

اَمْ اٰتَيْنَاهُمْ كِتَاباً مِنْ قَبْلِه۪ فَهُمْ بِه۪ مُسْتَمْسِكُونَ

 

اَمْ  munkatı’ dır.  بل  ve hemze manasındadır. 

اٰتَيْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. كِتَاباً  ikinci mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.  مِنْ قَبْلِه۪  car mecruru  كِتَاباً ‘ın mahzuf sıfatına mütealliktir. 

فَ  atıf harfidir. Munfasıl zamir  هُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur.  بِه۪  car mecruru  مُسْتَمْسِكُونَ ‘ye mütealliktir. مُسْتَمْسِكُونَ  mübtedanın haberi olup ref alameti و ’dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar. 

اٰتَيْنَا  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi  أتى ’dır.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik), kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak), mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.  

مُسْتَمْسِكُونَ  kelimesi; sülâsî mücerrede üç harf ilave edilerek mezid yapılan istif’al babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

اَمْ اٰتَيْنَاهُمْ كِتَاباً مِنْ قَبْلِه۪ فَهُمْ بِه۪ مُسْتَمْسِكُونَ

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. İlk cümle istifham üslubunda talebi inşai isnaddır. اَمِ , hemze ve  بل  manası taşıyan munkatıadır. Buradaki hemze inkâri manadadır.

Cümle istifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen, soru sorup cevap bekleme kastı taşımayıp tahkir ve inkâr manasına geldiği için mecaz-ı mürsel mürekkebdir.

Ayette mütekellim Allah Teâlâ’dır. Sorunun cevabını bilmemesi veya cevap beklemesi söz konusu olmadığı için ayette tecâhül-i ârif sanatı vardır.

كِتَاباً ‘deki tenvin herhangi bir manasındadır.  مِنْ قَبْلِه۪  car mecruru, كِتَاباً ’in mahzuf sıfatına mütealliktir.

مِنْ قَبْلِه۪ (bundan önce) ifadesindeki zamir Kur’an’a veya peygambere raci olup anlam şöyledir: Onlar Allah’tan başkasına kulluğu Allah’ın iradesiyle ilişkilendirdiler. Bunu hiçbir bilgiye dayanmaksızın söylediler! (Keşşâf) 

فَهُمْ بِه۪ مُسْتَمْسِكُونَ  cümlesi atıf harfi  فَ  ile  اٰتَيْنَاهُمْ كِتَاباً مِنْ قَبْلِه۪  cümlesine atfedilmiştir. Mübteda ve haberden müteşekkil sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber ibtidaî kelamdır.

İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

هُمْ  mübtedadır.  بِه۪  car mecruru,  مُسْتَمْسِكُونَ ‘ye mütealliktir. Car mecrur, önemi nedeniyle takdim edilmiştir.  مُسْتَمْسِكُونَ  haberdir. 

Müsned olan  مُسْتَمْسِكُونَ , ism-i fail vezninde gelerek durumun devam ve sübutuna işaret etmiştir.

Cümle istifhamın devamıdır.

مُسْتَمْسِكُونَ  sülasisi  مسك  olan fiilin  استفعال  babında ismi failidir.  Bu bab fiile talep, tehavvül, vicdan, mutavaat, ittihaz ve itikat gibi anlamları katar.

Burada  هُمْ  zamirinin tekrarı ve takdim edilen car mecrur önem ifade eder. Eğer burada هُمْ  مُسْتَمْسِكُونَ بِه۪  buyurulsaydı mana değişirdi. Haber  اَمْسَكَ  fiilinden değil  اِسْتَمْسَكَ  fiilinden مُسْتَمْسِكُونَ  şeklinde ism-i fail olarak gelmişti. استفعال  babı, önemi pekiştirir ve bu ilişkinin ne kadar kuvvetli olduğuna işaret eder. Bütün bunlarda onların batıl düşüncelerini şiddetli bir inkâr manası ve batıl düşüncelerine ne kadar sımsıkı yapıştıklarına delalet vardır. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri, C. 4, s.113-114)

Cümleler arasındaki anlam bütünlüğü barizdir. Vasılda, atfedilen cümlelerin her ikisinin de aynı tür olması vaslın güzelliklerinden kabul edilmiştir. Fakat burada fiil cümlesi isim cümlesine atfedilmiştir. 

Aslolan, aynı üsluptaki cümlelerin birbirine atfıdır. İsim cümlesinin anlamında sabitlik ve devamlılık, fiil cümlesinin anlamında ise yenilenme ve tekrarlanma vardır.

Hem devamlılık hem fiilin tekrarı ve yenilenmesi kastediliyorsa, isim cümlesi fiil cümlesine atfedilebilir. Bunun aksi de mümkündür. Mesela, fiil cümlesinden fiilin zaman zaman yenilendiğini, isim cümlesinden ise başlayıp halen devam ettiği kastediliyorsa aralarında atıf yapılabilir (Rıfat Resul Sevinç, Arapçada Cümle Yapısı, 2010, S. 190-191)