Zuhruf Sûresi 78. Ayet

لَقَدْ جِئْنَاكُمْ بِالْحَقِّ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَكُمْ لِلْحَقِّ كَارِهُونَ  ...

Andolsun, size hakkı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmayanlarsınız.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 لَقَدْ andolsun
2 جِئْنَاكُمْ biz size getirdik ج ي ا
3 بِالْحَقِّ hakkı ح ق ق
4 وَلَٰكِنَّ fakat
5 أَكْثَرَكُمْ sizin çoğunuz ك ث ر
6 لِلْحَقِّ haktan ح ق ق
7 كَارِهُونَ hoşlanmıyorsunuz ك ر ه
 

Bu âyette Allah’ın, sözü, Mâlik’ten alarak kendisinin devam ettirmesi ve “onlar” yerine “siz” zamirini kullanması, âyetlerin amacı bakımından ilgi çekicidir. Böylece cehennemliklerin şahsında Hz. Peygamber’in muhataplarına da hitap edilmekte, inkârcılıkta devam ettikleri takdirde âkıbetlerinin böyle olacağı hatırlatılmaktadır.

 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 786
 

لَقَدْ جِئْنَاكُمْ بِالْحَقِّ

 

لَ  mukadder kasemin cevabına gelen muvattie harfidir.  قَدْ  tahkik harfidir. Tekid ifade eder.  جِئْنَاكُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.  كُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.  بِالْحَقِّ  car mecruru  جِئْنَاكُمْ  fiilinin failinin haline mütealliktir. 


وَلٰكِنَّ اَكْثَرَكُمْ لِلْحَقِّ كَارِهُونَ

 

وَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

لَـٰكِنَّ  harfi,  اِنَّ  gibi ismini nasb haberini ref eder. Bazı müfessirlere göre  لَـٰكِنَّ  de  اِنَّ  gibi cümleyi tekid eder. 

لٰكِنَّ ’nin ismi olan  أَكۡثَرَ  olup fetha ile mansubdur.  كُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  لِلْحَقِّ  car mecruru  كَارِهُونَ ‘ye mütealliktir.  كَارِهُونَ  kelimesi  لٰكِنَّ ’nin haberi olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar. 

اَكْثَرَ  kelimesi ism-i tafdil kalıbındadır. 

İsm-i tafdil; bir vasfın, bir hususun bir varlıkta diğer bir varlıktan daha fazla olduğunu ifade eder. İsm-i tafdil  اَفْضَلُ  veznindendir. İsm-i tafdilin sıfat-ı müşebbeheden farkı; renk, şekil, uzuv noksanlığı ifade etmemesidir. Müennesi  فُعْلَى  veznindedir. 

İsm-i tafdilden önce gelen isme mufaddal, sonra gelen isme mufaddalun aleyh denir. Mufaddal ve mufaddalun aleyhi bazen açıkça cümlede göremeyebiliriz. Bu durumda mufaddal ve mufaddalun aleyh cümlenin gelişinden anlaşılır. 

İsm-i tafdilin geliş şekilleri:

1. ال ’sız  مِنْ ’li gelir.  مِنْ  hazf edilebilir. Karşılaştırma içindir. ‘Daha’ manası verir. Müfred müzekker olmalıdır.

2. ال ’lı gelir. ‘En’ manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Mutabakat 

olmalıdır (yani bir önceki kelimeye uymalıdır).

3. Marifeye muzâf olur. ‘En’ manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Mutabakat olabilir (yani bir önceki kelimeye uymalıdır) veya müfred müzekker olabilir.

4. Nekreye muzâf olur. ‘En’ manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Müfred müzekker olmalıdır.

Burada marifeye muzâf olarak gelmiştir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

كَارِهُونَ  kelimesi sülâsî mücerred olan  كره  fiilinin ism-i failidir. 

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

لَقَدْ جِئْنَاكُمْ بِالْحَقِّ

 

لَ , mahzuf kasemin cevabının başına gelen harftir. Kasem fiilinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. Mahzufla birlikte istînâfiyye olarak fasılla gelen cümle kasem üslubunda gayr-ı talebî inşâî isnaddır.  

قَدْ  ve mahzuf yemin ile tekid edilmiş cevap cümlesi olan  لَقَدْ جِئْنَاكُمْ بِالْحَقِّ , müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

 

 وَلٰكِنَّ اَكْثَرَكُمْ لِلْحَقِّ كَارِهُونَ

 

Atıfla gelen son cümle, tekid ifade eden istidrak manasındaki  لٰكِنَّ ’nin dahil olduğu isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır.

لَـٰكِنَّ , kendisinden sonra gelen cümleye önceki cümlenin hükmüne muhalif bir hüküm kazandırır. Bu yüzden kendisinden önce, sonradan gelecek cümleye muhalif veya mütenakız bir sözün geçmesi lazımdır. (Suyûtî, İtkân, c. 2, s. 474)

İstidrak, önceki sözden doğan eksikliği, hatayı veya yanlış anlaşılma ihtimalini istisnaya benzer biçimde ortadan kaldıracak bir kısmın getirilmesi” şeklinde tarif edilmiştir. “İstidrak istisnaya benzemekle birlikte istisna, bir cüz’ü bir bütünden ayırmak, istidrak ise aynı anda farklı iki hükmü ifade etmek demektir.” İstidrak, geçen sözden doğabilecek bir yanlış anlamayı düzeltmektir. (Abdullah Hacıbekiroğlu, Arap Dilinde Edatların Metinde Kurduğu Anlamsal İlişkiler, Doktora Tezi) 

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur  لِلْحَقِّ , ihtimam için, amili olan  كَارِهُونَ ‘ye takdim edilmiştir.

Müsned olan  كَارِهُونَ , ism-i fail vezninde gelerek durumun devam ve sübutuna işaret etmiştir.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsm-i fail sübuta, istikrara ve sıfatın mevsûfa olan bağlılığına delalet eder.  (Tevbe Suresi, 120-121) (Halidî, Vakafat, s. 80)  

الْحَقِّ ’nın tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.