Câsiye Sûresi 33. Ayet

وَبَدَا لَهُمْ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ  ...

Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş ve alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıvermiştir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَبَدَا ve göründü ب د و
2 لَهُمْ onlara
3 سَيِّئَاتُ kötülükleri س و ا
4 مَا şeylerin
5 عَمِلُوا yaptıkları ع م ل
6 وَحَاقَ ve kuşattı ح ي ق
7 بِهِمْ onları
8 مَا şey
9 كَانُوا oldukları ك و ن
10 بِهِ onunla
11 يَسْتَهْزِئُونَ alay ediyor(lar) ه ز ا
 

وَبَدَا لَهُمْ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ

 

Fiil cümlesidir.  وَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

بَدَا  fiili elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir.  لَهُمْ  car mecruru  بَدَا  fiiline mütealliktir.  سَيِّـَٔاتُ  fail olup lafzen merfûdur.  

مَا  müşterek ism-i mevsûl muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. İsm-i mevsûlun sılası  عَمِلُوا ‘dur. Îrabdan mahalli yoktur. 

عَمِلُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و 'ı fail olarak mahallen merfûdur. 

حَاقَ بِهِمْ مَا  cümlesi atıf harfi و ‘la makabline matuftur.  

حَاقَ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  بِهِمْ  car mecruru  حَاقَ  fiiline mütealliktir.  مَا  müşterek ism-i mevsûl fail olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası  كَانُوا ‘nun dahil olduğu isim cümlesidir. 

كَانُوا  isim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder.  كَانُوا  damme üzere mebni nakıs fiildir.

كَانُوا ’nun ismi, cemi müzekker olan  و  muttasıl zamirdir, mahallen merfûdur.  بِهٖ  car mecruru  يَسْتَهْزِؤُ۫نَ  fiiline mütealliktir.

بِ  harf-i ceri mecruruna ilsak, sebep, musahabe, zaid, karşılık – bedel, istiane, zaman – mekan zarfı gibi manalar kazandırabilir. Burada sebep manasındadır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

يَسْتَهْزِؤُ۫نَ  fiili  كَانُوا ’nun haberi olarak mahallen mansubdur. يَسْتَهْزِؤُ۫نَ  fiili,  نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

يَسْتَهْزِؤُ۫نَ  fiili, sülâsî mücerrede üç harf ilave edilerek südâsi mezid yapılan fiillerdendir. Fiil istif’âl babındandır. Sülâsî fiili  هزأ ’dir.

Bu bab fiile talep, tehavvül, vicdan, mutavaat, ittihaz ve itikat gibi anlamlar katar.

 

وَبَدَا لَهُمْ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُوا 

 

Ayet  atıf harfi  وَ ‘la 31. ayetteki … اَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا۠  cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

لَهُمْ  car mecruru  بَدَا  fiiline mütealliktir. Cümlede takdim-tehir vardır. Car mecrur, durumun onlara has olduğunu vurgulamak için faile takdim edilmiştir.

سَيِّـَٔاتُ  kelimesi için muzâfun ileyh konumunda olan müşterek ism-i mevsûl  مَا ‘nın sılası olan  عَمِلُوا  cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

Müsnedün ileyhin izafetle marife olması tahkir ve az sözle çok anlam ifade etmek içindir. 


وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ

 

Bu cümle  وَ  ile öncesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında lafzen ve manen mutabakat mevcuttur. Mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

حَاقَ  fiilinin faili olarak merfû mahaldeki müşterek ism-i mevsûl  مَا ‘nın sılası olan  كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ , nakıs fiil  كَان ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesidir. lazım-ı faide-i haber ibtidaî kelamdır.

بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ ‘daki  بِ  sebebiyedir veya  يَسْتَهْزِؤُ۫نَ  fiilinin azap manasına geçişliliği içindir. (Âşûr)  

Cümlenin müsnedi olan  يَسْتَهْزِؤُ۫نَ ‘nin muzari fiil formunda gelmesi hükmü takviye, hudûs, istimrar ve teceddüt ifade eder. Ayrıca muzari fiil tecessüm özelliğiyle muhatabın dikkatini uyararak konuyu anlamasında yardımcı olur. 

Henüz gerçekleşmemiş durum, ayette mazi fiille ifade edilmiştir.

Müstakbel, vukuunun kesinliğini ifade için maziyle ifade edilebilir. Böylece gelecekte vuku bulacak olan şey, sanki vuku bulmuş gibidir. Ahirette olacak haller bu işin kesinlikle vuku bulacağına delalet etmek üzere mazi fille anlatılmıştır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

كَانَ ’nin haberinin muzari fiil olması, geçmişte belirli bir süre devam edip biten eylem olduğuna veya geçmişte mûtat olarak yapılan ve âdet haline getirilen davranış olduğuna işaret eder. Fail onu sürekli yaptığından adet haline getirmiştir. (M. Vecih Uzunoğlu, Arap Dilinde Kane Fiili Ve Kur'an’da Kullanımı)

كَان ’nin haberinin muzari fiili olarak gelmesi durumun yenilenerek tekrar ettiğine işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 103)

كَان ’nin haberi, isminin içine karışır ve adeta onun mahiyetinden bir cüz olur. (Muhammed Ebu Mûsâ, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri, c.5, s.124)

 مَا ‘nın tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ  sözünün manası, [Alay ettikleri şey onları kuşattı] şeklindedir. 

Kuşatma anlamına gelen  حَاقَ  fiili kötü şeylerde kullanılır. Aynı kelimeden türeyen حَيقَ , insanı kuşatan kötü fiilleri demektir. (Rûhu’l Beyân)

 حَاقَ  ve  احاط  arasındaki fark; حَاقَ fiili, sadece kötü şeylerle kullanılır.  احاط  ise hem iyi hem kötü şeylerle kullanılabilir. حَاقَ fiili, احاط  fiilinin benzeridir, ancak şerre mahsustur. Burada bir şey daha ilave etmek istiyoruz, o da bu kelimenin  حقّ  fiilinden türediği görüşüdür. Bazıları  حَاقَ  fiilinin aslının حقّ  olduğunu ve ilk  قَ  harfinin elif'e dönüştüğünü söylerler. Bunun ifade ettiği mana ise, onları kuşatan şeyin zulüm değil hak olduğu, onlara hiçbir şekilde, kıl kadar bile tecavüz edilmediğidir. (Muhammed Ebu Mûsâ,  Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri, c. 6, s.289, Âşûr)