Mâide Sûresi 92. Ayet

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُواۚ فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُٓوا اَنَّمَا عَلٰى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ  ...

Öyleyse Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki, elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَأَطِيعُوا ve ita’at edin ط و ع
2 اللَّهَ Allah’a
3 وَأَطِيعُوا ve ita’at edin ط و ع
4 الرَّسُولَ Elçi’ye ر س ل
5 وَاحْذَرُوا ve sakının ح ذ ر
6 فَإِنْ eğer
7 تَوَلَّيْتُمْ dönerseniz و ل ي
8 فَاعْلَمُوا bilin ki ع ل م
9 أَنَّمَا şüphesiz
10 عَلَىٰ düşen
11 رَسُولِنَا elçimize ر س ل
12 الْبَلَاغُ duyurmaktır ب ل غ
13 الْمُبِينُ açıkça ب ي ن
 

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُواۚ فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُٓوا اَنَّمَا عَلٰى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ

 

Fiil cümlesidir.  وَ  atıf harfidir.  اَط۪يعُوا  fiili  نَ ’un hazfiyle mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul  و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

اللّٰهَ  lafza-i celâli mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.  اَط۪يعُوا الرَّسُولَ  atıf harfi  وَ ’la makabline matuftur.

وَ  atıf harfidir.  احْذَرُوا  fiili  نَ ’un hazfiyle mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul  و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

فَ  atıf harfidir.  اِنْ  şart harfi iki muzari fiili cezm eder.

تَوَلَّيْتُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mahallen meczumdur. Muttasıl zamir  تُمْ  fail olarak mahallen merfûdur.

فَ  şartın cevabının başına gelen rabıtadır.  اعْلَمُٓوا fiili  نَ ’un hazfiyle mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul  و’ı fail olarak mahallen merfûdur.

اَنَّمَا  kâffe ve mekfûfe’dir. Kâffe; men eden, alıkoyan anlamında olup buradaki  مَا  harfidir, اِنَّ  harfinden sonra gelmiş ve onun amel etmesine mani olmuştur.  اِنَّ ‘nin ameli ise engellenmiştir yani mekfûfedir.

عَلٰى رَسُولِنَا  car mecruru mahzuf mukaddem habere müteallıktır. Mütekellim zamiri  نَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

الْبَلَاغُ  muahhar mübtedadır.  الْمُب۪ينُ  kelimesi  الْبَلَاغُ ’nun sıfatıdır. 

الْمُب۪ينُ  sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir. İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اَط۪يعُوا  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’al babındandır. Sülâsîsi  طوع ’dir.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder. 

 
 

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُواۚ فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُٓوا اَنَّمَا عَلٰى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ

 

وَ  atıf harfidir. Ayet önceki istifham cümlesine atfedilmiştir. Aralarında inşâî olmak bakımından mutabakat vardır. 

İlk cümle emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Aynı üsluptaki  وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ  ve  وَاحْذَرُواۚ  cümleleri,  وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ  cümlesine tezâyüf sebebiyle atfedilmiştir. 

Cümlede mütekellim Allah Teâlâ’dır. Dolayısıyla  اللّٰهَ  lafzında tecrîd sanatı vardır.

Allah’a itaatten sonra resule itaatin zikri, hususun umuma atfı babında ıtnâb sanatıdır.

اَط۪يعُوا  fiilinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır. 

Bu ayette ikinci “itaat edin” kelimesine gramer açısından ihtiyaç yoktur ama vurgu için her birine ayrı ayrı itaat edin, diye gelmiştir.

احْذَرُواۚ  fiilinin mef’ûlu hazf edilerek fiil lâzım menzilesine konulmuştur. Çünkü maksat din meselerinde dikkatli olmaktır. Yani Allah ve Resulünün hor gördüğü şeylerden sakınmaktır. (Âşûr)

Cümle  فَ  ile  وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ  ifadesine atfedilmiştir. Şart üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Şart cümlesi  تَوَلَّيْتُمْ  müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. 

وَاَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُواۚ  buyruğu bu haram kılmayı daha bir tekid etmekte, tehdidi ağırlaştırmakta, emre uyma gereğini, yasak kılınan şeyden vazgeçmeyi pekiştirmektedir. (Kurtubî)

Rabıta harfi  فَ  karînesiyle gelen cevap cümlesi …فَاعْلَمُٓوا اَنَّمَا عَلٰى  şeklinde emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

اَنَّمَا  ile tekid edilmiş cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır.  عَلٰى رَسُولِنَا  mahzuf mukaddem habere müteallıktır.  الْبَلَاغُ  muahhar mübtedadır.

Kasr, haberle mübteda arasındadır.  عَلٰى رَسُولِنَا  maksûr,  الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ  maksûrun aleyhtir. Kasr-ı mevsûf ale’s-sıfattır.

رَسُولِنَا’daki resulün azamet zamirine izafeti, bir yönden bu risaletin tazimini ifade ederken bir yandan da her şeye kadir olan Allah’ın elçisi olması sebebiyle tebliğ sebebini açıklar. (Âşûr)

اَنَّمَا عَلٰى رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ  [Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki peygamberimize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.] cümlesi, o mükellefiyetler hususunda muhalefet eden ve bunlar hususunda Allah’ın hükmü ile beyanından yüz çeviren kimseler hakkında gelen büyük bir ilâhî tehdit ve ikazdır. (Fahreddin er-Râzî)

فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ  ifadesi  اَط۪يعُوا  ve  وَاحْذَرُواۚ ‘dan tefri’dir.  تَوَلَّيْ  ifadesi burada isyan manasında istiaredir. İsyan; yüz çevirmeye ve günahkârın bulunduğu yerden geri dönmesine benzetilmiştir. Câmi’, bırakma ve ayrılmadır. Aynı şekilde arkayı dönmek manasında da kullanılır. (Âşûr)

Emirler fıkıh usulünde has lafız olarak isimlendirilirler. Fıkıh usulünde lafızlar vaz olunduğu mana bakımından 4 kısımdır: Hâs, âmme, müşterek ve müevvel. Bunların her birinin ayrı hükümleri vardır. Has lafız; ifade ettiği manaya kesin olarak delalet eder.