En'âm Sûresi 106. Ayet

اِتَّبِعْ مَٓا اُو۫حِيَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِك۪ينَ  ...

Ey Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Allah’a ortak koşanlardan yüz çevir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 اتَّبِعْ tabi ol ت ب ع
2 مَا şeye
3 أُوحِيَ vahyolunan و ح ي
4 إِلَيْكَ sana
5 مِنْ -den
6 رَبِّكَ Rabbin- ر ب ب
7 لَا yoktur
8 إِلَٰهَ tanrı ا ل ه
9 إِلَّا başka
10 هُوَ O’ndan
11 وَأَعْرِضْ ve yüz çevir ع ر ض
12 عَنِ -dan
13 الْمُشْرِكِينَ ortak koşanlar- ش ر ك
 

Hz. Peygamber’in görevi, insanları Allah’ın âyetlerine imana davet yanında, bizzat kendisinin de bunlara uyması, Allah’tan başka tanrı bulunmadığını ikrar etmesi ve böylece şirke sapanlardan uzaklaşmasıdır. Allah dileseydi onlar da şirk koşmazlardı; fakat ilâhî düzen ve hikmet, insanlardan kiminin kendi seçimleriyle iman etmelerine, kiminin de şirk, küfür gibi dalalet çeşitlerine sapmalarına imkân verecek şekilde tecelli etmiştir. Bu sebeple Hz. Peygamber’in inkârcılar üzerinde koruyuculuk ve bekçilik yapmak gibi bir sorumluluğu yoktur.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 452

 

اِتَّبِعْ مَٓا اُو۫حِيَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِك۪ينَ

 

Fiil cümlesidir.  اِتَّبِعْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Fail ise müstetir zamir  أنت’dir. Müşterek ism-i mevsûl  مَٓا, mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. İsm-i mevsûlun sılası  اُو۫حِيَ اِلَيْكَ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.

اُو۫حِيَ  meçhul mazi fiildir. Naib-i faili müstetir olup takdiri  هو’dir.  اِلَيْكَ  car mecruru  اُو۫حِيَ  fiiline müteallıktır.

مِنْ رَبِّكَ  car mecruru aynı şekilde  اُو۫حِيَ  fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir  كَ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  

لَٓا  cinsi nefyeden olumsuzluk harftir.  اِلٰهَ  kelimesi  لَٓا ’nın ismi olup fetha üzere mebnidir.  اِلَّا  istisna harfidir.  لَٓا ’nın haberi mahzuftur. Takdiri,  موجود (vardır) şeklindedir. Munfasıl zamir  هُوَ  mahzuf haberin zamirinden bedeldir.

وَ  atıf harfidir.  اَعْرِضْ  sükun üzere  mebni emir fiildir. Fail ise müstetir zamir  أنت’dir. عَنِ الْمُشْرِك۪ينَ  car mecruru  اَعْرِضْ  fiiline müteallıktır. Cer alameti  ى  harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.

الْمُشْرِك۪ينَ  sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

اِتَّبِعْ مَٓا اُو۫حِيَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِك۪ينَ

 

İstînâfiyye olarak fasılla gelen cümle emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

اِتَّبِعْ  fiilinin mef’ûlü konumundaki müşterek ism-i mevsûl  مَٓا’nın sılası  …اُو۫حِيَ اِلَيْكَ, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mevsûlde müphem yapısı nedeniyle tevcih sanatı vardır.

اِتَّبِعْ, Kur’an’da yaygın olarak “kastetmek” manasında kullanılır, çünkü emir ve nehiyle birlikte gelmiş ve insanlara ona uymak emredilmiştir. Mecaz-ı mürsel yoluyla melzûm manasında kullanılmıştır. Çünkü birini takip eden kimse onun lâzımı olur. (Âşûr)

اُو۫حِيَ  ile kastedilen Kur’an’dır. (Âşûr)

رَبِّكَ  izafetinde, Rabb isminin Hz. Peygambere  ait zamire muzâf olması Peygamberin makamını şereflendirmek ve teselli hususunda son derece lütuf ile muamele etmek içindir. (Ebüssuûd)

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ  şeklindeki cinsini nefyeden  لَٓا’nın dâhil olduğu isim cümlesi, itiraziyyedir. Cümle faide-i haber inkârî kelamdır. 

لَٓا ,اِلٰهَ ’nın ismi, هُوَ  ise  لَٓا’nın mahzuf haberindeki zamirden bedeldir.

لَاۤ  ve  إِلَّا  ile oluşan kasr,  هُوَ  ile  لَاۤ ‘nın ismi  إِلَـٰهَ  arasındadır. Kasr-ı sıfat ale’l mevsuftur.

Tevhidi emreden vahye uymanın gerekliliğini tekid eden bir itiraz cümlesidir.  

İstînâfa matuf olan  وَاَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِك۪ينَ  cümlesi de emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ  ibaresi 102. ayette geçmişti. Tekrîr sanatı vardır. Tekrîr; iki anlatım arasındaki zamanın uzamasından dolayı bir anlatımın unutulması korkusuyla ve anlamı daha da yerleştirmek için lafzın veya muradifinin tekrarlanmasıdır. 

Rabb isminin Peygamber Efendimize ait zamire izafe edilmesi, Allah Teâlâ’nın habibine son derece lütufkâr olduğunu göstermek içindir.