وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | وَمَنْ | ve kim olabilir? |
|
2 | أَظْلَمُ | daha zalim |
|
3 | مِمَّنِ | edenlerden |
|
4 | افْتَرَىٰ | iftira |
|
5 | عَلَى | karşı |
|
6 | اللَّهِ | Allah’a |
|
7 | كَذِبًا | yalanı |
|
8 | أَوْ | ya da |
|
9 | كَذَّبَ | yalanlayandan |
|
10 | بِايَاتِهِ | O’nun ayetlerini |
|
11 | إِنَّهُ | şüphesiz |
|
12 | لَا |
|
|
13 | يُفْلِحُ | kurtuluş yüzü görmezler |
|
14 | الظَّالِمُونَ | zalimler |
|
وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ
وَ istînâfiyyedir. مَنْ istifham ismidir. Mübteda olarak mahallen merfûdur. اَظْلَمُ haberdir. İsm-i tafdil kalıbındandır.
İsmi tafdil; bir vasfın, bir hususun bir varlıkta diğer bir varlıktan daha fazla olduğunu ifade eder. İsmi tafdil اَفْضَلُ veznindendir. İsmi tafdilin sıfatı müşebbeheden farkı; renk, şekil, uzuv noksanlığı ifade etmemesidir. Müennesi فُعْلَى veznindedir.
İsmi tafdilden önce gelen isme “mufaddal”, sonra gelen isme “mufaddalun aleyh” denir. Mufaddal ve mufaddalun aleyhi bazen açıkça cümlede göremeyebiliriz. Bu durumda mufaddal ve mufaddalun aleyh cümlenin gelişinden anlaşılır.
خَيْرٌ ve شَرٌّ kelimeleri Kur’an-ı Kerim’de umumiyetle ismi tafdil manasında gelmiştir. Bunların asılları اَخْيَرُ ve اَشْرَرُ veznindedir. Çok kullanıldıklarından dolayı Arap dilbilgisinde bu şekilde gelmektedir. İsmi tafdilin geliş şekilleri:
1. ال ’sız مِنْ ’li gelir. مِنْ hazf edilebilir. Karşılaştırma içindir. “Daha” manası verir. Müfred müzekker olmalıdır.
2. ال ’lı gelir. “En” manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Mutabakat
olmalıdır (yani bir önceki kelimeye uymalıdır).
3. Marifeye muzaf olur. “En” manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Mutabakat olabilir (yani bir önceki kelimeye uymalıdır) veya müfred müzekker olabilir.
4. Nekreye muzaf olur. “En” manası verir. Kıyaslama (üstünlük) ifade eder. Müfred müzekker olmalıdır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
مَنْ müşterek ism-i mevsûlu مِنْ harf-i ceriyle birlikte اَظْلَمُ fiiline müteallıktır. İsm-i mevsûlun sılası افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.
افْتَرٰى elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو’dir. عَلَى اللّٰهِ car mecruru افْتَرٰى fiiline müteallıktır. الْكَذِبَ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.
اَوْ atıf harfi tahyir/tercih ifade eder. كَذَّبَ fetha üzere mebni mazi fiildir. بِاٰيَاتِه۪ car mecruru كَذَّبَ fiiline müteallıktır.
Ev (اَوْ): Türkçede “veya, yahut, ya da, yoksa” kelimeleriyle karşılayabileceğimiz bu edat iki unsur arasında (matuf-matufun aleyh) tahyir yani tercih (iki şeyden birini seçme) söz konusu olması durumlarında kullanılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
Muttasıl zamir ه۪ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
كَذَّبَ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındadır. Sülâsîsi كذب ’dir. Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef'ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlu herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar. Tef’il babının en yaygın anlamı teksirdir.
افْتَرٰى fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İftiâl babındadır. Sülâsîsi فري’dır. İftial babı fiile, mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.
اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ
İsim cümlesidir. إِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.
هُ muttasıl zamiri إِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur.
لَا يُفْلِحُ cümlesi إِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. يُفْلِحُ merfû muzari fiildir.
الظَّالِمُونَ fail olup ref alameti وَ ’dır. Cemi müzekker kelimeler harfle îrablanır.
الظَّالِمُونَ kelimesi sülâsî mücerred olan ظلم fiilinin ism-i failidir.
İsm-i fail: Eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ
وَ istînâfiyyedir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Sübut ifade eden isim cümlesidir.
İstifham ismi مَنْ mübteda konumundadır. İnkarî manadadır.
Müsnedi olan اَظْلَمُ ism-i tafdil kalıbındadır. Mübalağa ifade eder. Soru kastı taşımayıp tevbih ve inkâri anlamda gelen cümle, mecâz-ı mürsel mürekkebtir.
Ayrıca mütekellimin Allah Teâlâ olduğu istifhamda tecâhül-i ârif sanatı, lafza-i celâlin zikrinde tecrîd sanatı vardır.
Mecrur mahaldeki müşterek ism-i mevsûl مَنْ ’in sılası افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında gelmiş haberî isnaddır.
اَوْ atıf harfiyle sıla cümlesine atfedilen كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Atıf sebebi tezâyüftür.
Ayet-i kerimenin başında ve sonunda aynı kök geldiği için, ayette teşâbüh-i etrâf sanatı vardır.
كَذِباً’deki tenvin taklîl ve tahkir ifade eder.
بِاٰيَاتِه۪ izafetine Allah Teâlâ’ya ait zamire muzâf olan ayetler şan ve şeref kazanmıştır.
İstifham ismi olan مَنْ ile ism-i mevsûl olan مَنْ arasında tam cinas ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
مَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً ibaresi Kur’an’da 8 kere geçer. Bunların üçü bu surededir. Diğer ikisi 93 ve 144 ayetlerdedir.
كَذَّبَ fiili umumi olarak yalanlamak demektir, ancak Kur’an-ı Kerim’de sadece Allah’ı, ahireti, dini yalanlamak konularında kullanılmıştır.
Önceki ayetteki نَا (biz) zamirinden burada Allah ismine dönüldüğü için iltifat vardır.
اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ
Ayetin son cümlesi ta’lîliyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Ta’lîl cümleleri ıtnâb sanatıdır.
اِنَّ ile tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. اِنَّ ’nin haberi menfi muzari fiil sıygasında gelmiştir. اِنَّهُ ’daki هُ , şan zamiridir.
Nefy harfinin müsnedün ileyhden sonra gelmesi ve müsnedin de fiil olması halinde bu terkip; hükmü takviye ifade eder. Ancak bazı karîneler vasıtasıyla tahsis de ifade edebilir. Hükmü takviye demek; hükmü tekd etmek ve hükmün gerçeğe mutabık olduğunu ifade etmek demektir. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Ayrıca muzari fiil teceddüt, tecessüm ve zem makamında olduğunda istimrar ifade eder.
Buradaki إنَّ , mahzuf bir cümlenin illeti manasındadır. Onunla birlikte gelen şan zamiri bu haberin önemine delalet eder. (Âşûr)
اَظْلَمُ - افْتَرٰى - كَذِباً - الظَّالِمُونَ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
اَظْلَمُ - الظَّالِمُونَ ve كَذِباً - كَذَّبَ kelime grupları arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.