En'âm Sûresi 24. Ayet

اُنْظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ  ...

Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve iftira edip durdukları şeyler (uydurma ilâhları) onları nasıl yüzüstü bırakıp kayboluverdi?
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 انْظُرْ bak ن ظ ر
2 كَيْفَ nasıl ك ي ف
3 كَذَبُوا yalan söylediler ك ذ ب
4 عَلَىٰ karşı
5 أَنْفُسِهِمْ kendilerine ن ف س
6 وَضَلَّ ve sapıp gitti ض ل ل
7 عَنْهُمْ kendilerinden
8 مَا şeyler
9 كَانُوا oldukları ك و ن
10 يَفْتَرُونَ uydurduruyor(lar) ف ر ي
 

İnsanlar ölüp ruhlar bedenlerden ayrıldıktan veya insanlar yeniden diriltildikten sonra Allah Teâlâ kendisine putları ortak koşmak ve bu suretle İslâm’ın tevhid akîdesine karşı mücadele bayrağını açmak gibi büyük bir suçun vebalini yüklenmiş olan müşriklere, dünyadaki alelâde varlıklara yahut kişilere tanrı gibi taparcasına bağlanarak hakiki mâbudlarını inkâr edenlere “Hani o bana ortak koştuğunuz putlarınız; sözde tanrılarınız nerede?” anlamında olmak üzere “Nerede boş yere davasını güttüğünüz ortaklarınız?” diye soracaktır. Sonra onlar bu fitnelerinin, bu inkârlarının neticesi olarak, Allah’ın her hallerine vâkıf olduğunu bile bile, “Rabbimiz Allah’a andolsun ki biz ortak koşanlar olmadık” diyerek şaşkınlık ve çaresizlik yüzünden yalan söyleyecekler; böylece kendi kendilerine karşı, yani söylediklerinin asılsız olduğunu bizzat kendileri de bile bile yalan söyleme gereğini duyacaklardır. Üstelik dünyadayken, uydurma bir inançla, akıllı ve güçlü olduğunu, kendilerine şefaat edeceğini sandıkları putları –sözde tanrıları– kendilerinden uzaklaşmıştır.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 388

 

اُنْظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ

 

Fiil cümlesidir.  اُنْظُرْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Fail ise müstetir olup takdiri  أنت’dir. 

كَيْفَ  istifham ismi  كَذَبُوا  fiilinin hali olarak mahallen mansubtur.  كَذَبُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı  fail olup mahallen merfûdur.

عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ  car mecruru  كَذَبُو  fiiline müteallıktır. Muttasıl zamir  هِمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

وَ  atıf harfidir. İstînâfiyye olması da caizdir.  ضَلَّ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  عَنْهُمْ  car mecruru  ضَلَّ  fiiline müteallıktır.

Müşterek ism-i mevsûl  مَا , fail olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası  كَانَ’nin dahil olduğu isim cümlesidir. Îrabtan mahalli yoktur.

كَانُوا  nakıs fiildir. İsim cümlesinin önüne geldiğinde, ismini ref haberini nasb eder. كَانُوا ’nin ismi, cemi müzekker olan  وا; muttasıl zamir olarak mahallen merfûdur. كَانُوا’nun haberi olan  يَفْتَرُونَ  fiili mahallen mansubtur.

يَفْتَرُونَ  fiili sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İftial babındandır. Sülâsîsi  فري ’dir. İftial  babı fiille mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek anlamları katar.
 

اُنْظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

Soru ismi  كَيْفَ  hal olarak gelmiştir.

İstifham üslubunda talebî inşâî isnad olan …كَيْفَ كَذَبُوا عَلٰٓى  cümlesi اُنْظُرْ  fiilinin mef’ûlü konumundadır. İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen taaccüp ve azarlama kastı taşıdığı için mecaz-ı mürsel mürekkebtir.

Aynı üsluptaki  وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ  cümlesi  وَ ’la  كَذَبُوا  fiiline atfedilmiştir.  ضَلَّ  fiilinin faili konumundaki müşterek ism-i mevsûl  مَا ’nın sılası isim cümlesi formunda gelmiştir. 

كَان ’nin dahil olduğu cümlede müsnedin muzari fiille gelmesi hudûs, teceddüt ve hükmü takviye ifade eder. Ayrıca muzari fiildeki tecessüm özelliği muhatabın muhayyilesi etkiler. 

كَذَبُوا - يَفْتَرُونَ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

كَان ’nin  haberi isminin içine karışır ve adeta onun mahiyetinden bir cüz olur. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâğî Tefsiri 5, Duhan)

كَان ’nin  haberinin muzari fiili olarak gelmesi ise durumun yenilenerek tekrar ettiğine işaret eder. (Vakafat, s. 103)

Ahiretten yani gelecekten bahsedilirken mazi fiil kullanılması anlatılanların kesinlikle vuku bulacağına delalet eder. 

[Bak, kendileri aleyhine nasıl yalan söylediler] ayetinden murad, kendilerinin müşrik olduklarını kabul etmemeleridir. (Fahreddin er-Râzî)