قَدْ نَعْلَمُ اِنَّهُ لَيَحْزُنُكَ الَّذ۪ي يَقُولُونَ فَاِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلٰكِنَّ الظَّالِم۪ينَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ يَجْحَدُونَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | قَدْ | muhakkak |
|
2 | نَعْلَمُ | biliyoruz |
|
3 | إِنَّهُ | şüphesiz |
|
4 | لَيَحْزُنُكَ | seni üzüyor |
|
5 | الَّذِي | şeyler |
|
6 | يَقُولُونَ | onların dedikleri |
|
7 | فَإِنَّهُمْ | gerçekte onlar |
|
8 | لَا |
|
|
9 | يُكَذِّبُونَكَ | seni yalanlamıyorlar |
|
10 | وَلَٰكِنَّ | fakat |
|
11 | الظَّالِمِينَ | o zalimler |
|
12 | بِايَاتِ | ayetlerini |
|
13 | اللَّهِ | Allah’ın |
|
14 | يَجْحَدُونَ | yalanlıyorlar |
|
قَدْ نَعْلَمُ اِنَّهُ لَيَحْزُنُكَ الَّذ۪ي يَقُولُونَ
Fiil cümlesidir. قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder. نَعْلَمُ merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ’dur. إِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb, haberini ref eder.
هُ muttasıl zamiri إِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur.
لَ harfi اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. يَحْزُنُكَ merfû muzari fiildir. Muttasıl zamir كَ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
Müfret müzekker has ism-i mevsûl الَّذ۪ي , fail olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası يَقُولُونَ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.
يَقُولُونَ fiili, نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
İsm-i mevsûlun aid zamiri mahzuftur. Takdiri; يقولونه şeklindedir.
اِنَّ ‘nin ismi zamir-i şandır. لَ kasem lam’ıdır. يَحْزُنُكَ fiili kasem fiilidir. الَّذ۪ي يَقُولُونَ
Failidir. لَيَحْزُنُكَ ‘deki lam ibtida-i lamıdır. يَحْزُنُكَ cümlesi إِنَّ ’nin haberidir. Gaib zamiri birinci ayetteki kâfirlere aittir. (Âşûr)
فَاِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلٰكِنَّ الظَّالِم۪ينَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ يَجْحَدُونَ
فَ ta’lîliyyedir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.
Muttasıl zamir هُمْ [onlar] اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubtur.
لَا يُكَذِّبُونَكَ fiili اِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. لَا nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.
يُكَذِّبُونَكَ fiili, نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
Muttasıl zamir كَ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
وَ atıf harfidir. لٰكِنَّ istidrak harfidir. اِنَّ gibi ismini nasb haberini ref eder. Bazı müfessirlere göre لٰكِنَّ de اِنَّ gibi cümleyi tekid eder.
الظَّالِم۪ينَ kelimesi لٰكِنَّ ’nin ismi olup nasb alameti ي ’dır. Cemi müzekker salim kelimeler ي ile nasb olurlar.
الظَّالِم۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan ظلم fiilinin ism-i failidir.
بِاٰيَاتِ car mecruru يَجْحَدُونَ fiiline müteallıktır. اللّٰهِ lafza-i celâli, muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
يَجْحَدُونَ fiili لٰكِنَّ ’nin haberi olarak mahallen merfûdur. يَجْحَدُونَ fiili, نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.قَدْ نَعْلَمُ اِنَّهُ لَيَحْزُنُكَ الَّذ۪ي يَقُولُونَ
Bu istinafi kelâm, Resulullah’ı (s.a.) duyduğu üzüntü sebebiyle teselli eder. Bu üzüntünün sebebi daha önce anlatıldığı gibi kâfirlerin inatçı tekzipleridir. Bu tesellide, Peygamberimizin (s.a.) Allah Teâlâ katındaki yüksek değeri, O’na yapılanların, aslında Allah’a karşı işlendiği, Allah’ın bunu yapanlardan mutlaka intikam alacağı beyanı vardır. Onların söyledikleri, [Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil. (Enam Suresi, 25)] ve benzeri sözlerdir. (Ebüssuûd, Âşûr)
Tahkik harfi قَدْ ’la tekid edilmiş ayet müstenefedir. Müspet muzari fiil cümlesi faide-i haber talebî kelamdır.
اِنَّ ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş isim cümlesi, نَعْلَمُ fiilinin iki mef’ûlü yerindedir. İsim cümleleri zamandan bağımsız olarak sübut ifade eder. Faide-i haber inkârî kelamdır.
Müsnedin muzari fiil sıygasıyla gelmesi hükmü takviye, hudûs, teceddüt ve istimrar ifade eder. Muzari fiilin tecessüm özelliği sayesinde muhayyile harekete geçer ve konuyu anlamak kolaylaşır.
لَيَحْزُنُكَ fiilinin faili konumundaki الَّذ۪ي ’nin sılası olan …يَقُولُونَ فَاِنَّهُمْ لَا cümlesi müspet muzari fiil sıygasında gelmiştir.
قَدْ harfi sadece fiilin başına gelen bir tekid harfidir. Nahivciler bu harfin dört şekli olduğunu söylerler: Kesinlik ve yakınlık ifadesi için mazi fiilin başına gelir. Muzari fiilin başına geldiği zaman ise bazen azlık bazen da çokluğa delalet eder. Ancak belâgat alimlerinin sözlerinden anladığımıza göre fiilin gerçekleştiği anlatılmak isteniyorsa قَدْ harfi, başına geldiği fiil için ister mazi ister muzari olsun tekid ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meâni İlmi, Âşûr)
الَّذ۪ي يَقُولُونَ ile kastedilen Resulullah’ı tasdik etmediklerine delalet eden sözleridir. (Âşûr)
فَاِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلٰكِنَّ الظَّالِم۪ينَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ يَجْحَدُونَ
فَاِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ cümlesine dahil olan فَ ta’lîliyyedir. اِنَّ ile tekid edilmiş isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır.
اِنَّ ’nin haberinin muzari fiil sıygasında gelmesi hükmü takviye, hudûs, teceddüt ve istimrar ifade eder. Muzari fiilin tercih edilmesi olayın zihinde daha kolay canlandırılması için de olabilir. Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.
وَ atıftır. İstidrak harfi لٰكِنَّ ’nin dahil olduğu isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır. Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. بِاٰيَاتِ اللّٰهِ amili olan يَجْحَدُونَ ‘ye önemine binaen takdim edilmiştir.
Burada هُمْ [onlar] zamiri yerine الظَّالِم۪ينَ [zalimler] kelimesinin zikredilmesi, onların zulümde ne kadar aşırı (müfrit) olduklarını gösterir. Onların bu inkârı da bir çeşit zulümdür.
Burada zamir makamında Allah ism-i celilin zahir olarak zikri, mehabeti artırmak içindir. (Ebüssuûd)
بِاٰيَاتِ اللّٰهِ izafeti, ayetler için şan ve şeref ifade eder.
Ayette rücû sanatı vardır. Rücû; bir konuyu daha kuvvetle anlatmak için söylenen sözden caymış gibi görünmektir. Bu; daha önce söylenen söze geri dönüş olabileceği gibi başka bir düşünceye dönüş de olabilir. Mütekellime duygularını heyecanını aksettirme imkânı tanır. Anlatılmak istenen fikri kuvvetlendirir.
(Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meâni İlmi )
Cümlede te’kîdü’z-zem bimâ yüşbihü’l-medh sanatı vardır.