Tevbe Sûresi 127. Ayet

وَاِذَا مَٓا اُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍۜ هَلْ يَرٰيكُمْ مِنْ اَحَدٍ ثُمَّ انْصَرَفُواۜ صَرَفَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ  ...

Bir sûre indirildi mi, “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler. Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini çevirmiştir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَإِذَا ve ne zaman ki
2 مَا
3 أُنْزِلَتْ indirildi ن ز ل
4 سُورَةٌ bir sure س و ر
5 نَظَرَ bakarlar ن ظ ر
6 بَعْضُهُمْ kimisi ب ع ض
7 إِلَىٰ
8 بَعْضٍ diğerine ب ع ض
9 هَلْ mu?
10 يَرَاكُمْ sizi görüyor ر ا ي
11 مِنْ
12 أَحَدٍ birisi ا ح د
13 ثُمَّ sonra
14 انْصَرَفُوا sıvışırlar ص ر ف
15 صَرَفَ çevirmiştir ص ر ف
16 اللَّهُ Allah
17 قُلُوبَهُمْ onların kalblerini ق ل ب
18 بِأَنَّهُمْ oldukları için
19 قَوْمٌ bir topluluk ق و م
20 لَا
21 يَفْقَهُونَ anlamaz ف ق ه
 

Sûrede ağırlıklı bir yere sahip olan münafıklar konusuna tekrar değinilmekte, onların alaycı ve çirkin davranışlarının müminlere bir zarar veremediği, hatta yürekten inanmış insanların imanlarını daha da güçlendirdiği, bu tutumlarının ancak kendi zararlarını arttırdığı ifade edilmektedir. 

 126. âyette sözü edilen musibetler hakkında çeşitli açıklamalar yapılmışsa da (bk. Taberî, XI, 73-74), münafıkların değişik vesilelerle gerçek ve çirkin yüzlerinin ortaya çıkmasına, rezil rüsvâ olmalarına rağmen bunlardan ders çıkarmadıklarına ve iki yüzlülükte ısrar ettiklerine işaret edildiği anlaşılmaktadır.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri 

Cilt: 3 Sayfa: 77

 
صرف Sarafe: صَرْفٌ bir şeyi bir halden bir hale döndürmek, çevirmek ya da onu başkasıyla değiştirmektir. Fiil olarak صَرَفَهُ فإنْصَرَفَ onu bir halden başka bir hale döndürdü O da döndü/çevrildi anlamında kullanılır. Tef’il babındaki تَصْرِيفٌ sözcüğü kelimenin sülâsi manasına çokluk anlamı katar. (Müfredat) Kuran’ı Kerim’de türevleriyle birlikte 30 ayette geçmiştir. (Mucemul Müfehres) Türkçede kullanılan şekilleri sarf, sarraf, sırf, masraf, israf, tasarruf, mutasarrıf ve munsarıftır. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
 

وَاِذَا مَٓا اُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍۜ

 

وَ  istînâfiyyedir.  اِذَا  şart manalı, cümleye muzâf olan, cezmetmeyen zaman zarfıdır. Vuku bulma ihtimali kuvvetli veya kesin olan durumlar için gelir.

مَٓا اُنْزِلَتْ  ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.   مَٓا  zaiddir.

اُنْزِلَتْ  fetha üzere mebni,  meçhul mazi fiildir.  تۡ  te’nis  alametidir.  سُورَةٌ  naib-i fail olup lafzen merfûdur.

Şartın cevabı  نَظَرَ بَعْضُهُمْ ’dur. نَظَرَ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  بَعْضُهُمْ  fail olup lafzen merfûdur.

Muttasıl zamir  هُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

اِلٰى بَعْضٍ  car  mecruru  نَظَرَ  fiiline müteallıktır.

اُنْزِلَتْ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.

İf’al babındandır. Sülâsîsi  نزل ’dir.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik), kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak), mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerred manasını ifade eder.

  

 هَلْ يَرٰيكُمْ مِنْ اَحَدٍ ثُمَّ انْصَرَفُواۜ

 

Cümle mukadder sözün mekulü’l-kavli olarak mahallen mansubdur. Takdiri, يقولون هل يراكم  şeklindedir.

هَلْ  istifham harfidir.  يَرٰيكُمْ  elif üzere mukadder damme ile merfû muzari fiildir. Muttasıl zamir  كُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

مِنْ  zaiddir.  اَحَدٍ  lafzen mecrur,  يَرٰيكُمْ ‘un faili olarak mahallen merfûdur.

ثُمَّ  tertip ve terahi ifade eden atıf harfidir.

ثُمَّ : Matuf ve matufun aleyh arasında hem sıra olduğunu hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir sürenin bulunduğunu gösterir. Süre bakımından  فَ  harfinin zıttıdır.  ثُمَّ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

انْصَرَفُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

انْصَرَفُوا  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İnfiâl babındadır. Sülâsîsi  صرف dir.

Bu bab fiile mutavaat, mücerret yapıdaki asıl anlamıyla kullanılması gibi anlamlar katar.

  

 صَرَفَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

 

Fiil cümlesidir.  صَرَفَ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  اللّٰهُ  lafza-i celâli, fail olup lafzen merfûdur.

قُلُوبَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir  هُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

اَنَّ  masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir.

أَنَّ  ve masdar-ı müevvel mecrur mahalde olup  بِ  harf-i ceriyle birlikte  صَرَفَ  fiiline müteallıktır.  بِ  harfi ceri, sebebiyyedir. 

هُمْ  muttasıl zamiri  أَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.  قَوْمٌ  kelimesi  أَنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur.

لَا يَفْقَهُونَ  cümlesi  قَوْمٌ  kelimesinin sıfatı olarak mahallen merfûdur.  لَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır

يَفْقَهُونَ  fiili,  نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

 

وَاِذَا مَٓا اُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍۜ

 

وَ  atıf harfidir. Cümle şart üslubunda haberî isnaddır. Muzâfun ileyh olan  مَٓا اُنْزِلَتْ سُورَةٌ  şart cümlesi,  فَنَظَرَ بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ  cevap cümlesidir. 

Şart ve cevap cümlelerinden meydana gelen terkip de faide-i haber talebî kelamdır. 

Şart cümlesine dahil olan  مَٓا , tekid ifade eden zaid harftir.

سُورَةٌ ’daki tenvin cins ve tazim ifade eder.

فَ  karînesi olmadan gelen cevap cümlesi müspet mazi fiil sıygasında gelerek sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir.

بَعْضٍ  kelimesinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.


هَلْ يَرٰيكُمْ مِنْ اَحَدٍ ثُمَّ انْصَرَفُواۜ 

 

Fasılla gelen cümle, takdiri  يقولون  olan, mukadder sözün mekulü’l-kavlidir. İstifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.

İstifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen muhatabın kastı soruya cevap beklemek değil, istihza olduğu için terkip, mecâz-ı mürsel mürekkeptir. 

ثُمَّ انْصَرَفُوا  cümlesi …نَظَرَ بَعْضُهُمْ  cümlesine  ثُمَّ  ile atfedilmiştir. Mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

اَحَدٍ ’deki tenvin nev ve tahkir içindir.

 

صَرَفَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ

 

İstînâfiyye olarak fasılla gelen cümle mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Ayette mütekellim Allah Teâlâ olduğu halde  اللّٰهِ  isminin zikredilmesi  tecrîd sanatıdır.

Müsnedün ileyhin bütün esma-i hüsnaya ve kemâl sıfatlara şamil olan lafza-i celâlle marife mehabet ve haşyet duyguları uyandırmak içindir.

Masdar ve tekid harfi  اَنَّ ’nin dahil olduğu isim cümlesi  بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَفْقَهُونَ , cer mahallinde  بِ  harf-i ceriyle birlikte  صَرَفَ  fiiline müteallıktır. Sübut ifade eden cümle, faide-i haber inkârî kelamdır.

Menfi muzari fiil sıygasında gelerek teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade eden  لَا يَفْقَهُونَ  cümlesi  قَوْمٌ  için sıfattır. Sıfatlar anlamı zenginleştiren ıtnâb sanatıdır.

İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Masdar-ı müevvel cümlesinde müsned  لَا يَفْقَهُونَ  şeklinde menfi mazi fiil sıygasında gelmiştir. Faide-i haber ibtidâî kelamdır.

صَرَفَ اللّٰهُ قُلُوبَهُمْ ifadesinde istiare vardır. Kalpler; döndürmeye, arkasını çevirmeye elverişli bir şeye benzetilmiştir. 

صَرَفَ - انْصَرَفُوا  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Müşâkele ve istiare sanatı: Allah hakiki manada onları çevirmez, yaptıklarına karşılık verir. Müşâkelelerde aynı zamanda istiare ve müzâvece vardır.

Müzâvece: iki kelimenin ses, harf, mana veya herhangi bir konuda bir benzerlik taşıması demektir. انْصَرَفُواۜ  ile  صَرَفَ  gibi seci, vezin veya herhangi bir kuralda benzerlik demektir.

Bu ayet 124. ayetin başı ile aynı gelmiştir. Reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.

Onlar, kötü anlayışları yahut düşüncesizlikleri sebebiyle anlama kudretinden yoksun bir topluluktur. Bu yüzden Allah kalplerini haktan çevirmiştir.

Yahut bu cümle dua anlamındadır. Yani Allah, kalplerini haktan çevirsin! (Ebüssuûd)