Kasas Sûresi 67. Ayet

فَاَمَّا مَنْ تَابَ وَاٰمَنَ وَعَمِلَ صَالِحاً فَعَسٰٓى اَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ  ...

Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa erenlerden olması umulur.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَأَمَّا ama
2 مَنْ kim
3 تَابَ tevbe ederse ت و ب
4 وَامَنَ ve inanırsa ا م ن
5 وَعَمِلَ ve yaparsa ع م ل
6 صَالِحًا iyi iş ص ل ح
7 فَعَسَىٰ umulur ع س ي
8 أَنْ ki
9 يَكُونَ olur ك و ن
10 مِنَ -den
11 الْمُفْلِحِينَ kurtuluşa erenler- ف ل ح
 

“O gün kurtarıcı cevapların bütün kapıları yüzlerine kapanmıştır” ifadesi yargılama sırasında suçluların, kendilerini savunacak ve cezadan kurtaracak hiçbir mâkul söz ve meşrû mazeret bulamayacaklarını ifade etmektedir. Birbirlerine de herhangi bir şey soramayacaklardır; çünkü cevap alabilseler bile bu cevabın faydası olmayacaktır. 67. âyet ise Allah’a ortak koşmaktan vazgeçip peygamberin getirdiği mesajı kabul eden ve güzel işler yapanların âhirette kurtuluşa ereceklerini ifade eder.

 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 241
 

فَاَمَّا مَنْ تَابَ وَاٰمَنَ وَعَمِلَ صَالِحاً فَعَسٰٓى اَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ

 

فَ  istînâfiyyedir.  اَمَّا  şart harfi veya tafsil harfidir. Şart anlamında, cezmetmeyen edatlardandır. Daha önce geçen bir cümleyi genişleterek anlatmak için kullanılır. (Hasan Akdağ, Arap Dilinde Edatlar) 

Müşterek ism-i mevsûl  مَنْ  mübteda olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası  تَابَ ‘dir. Îrabdan mahali yoktur.

تَابَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.  اٰمَنَ  ve  عَمِلَ  atıf harfi  وَ ‘la  تَابَ ‘ye matuftur.  صَالِحاً  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. 

فَعَسٰٓى اَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ  cümlesi mübteda  مَنْ ‘in haberi olarak mahallen merfûdur.

فَ  şart harfi,  اَمَّا ‘nın cevabının başına gelen rabıta harfidir.  

عَسٰٓى  elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. اَنْ  ve masdar-ı müevvel,  عَسٰٓى ‘nın faili olarak mahallen merfûdur. 

يَكُونَ  mansub muzari fiildir.  يَكُونَ ’nin ismi, müstetir olup takdiri  هُو ’dir.  مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ  car mecruru  يَكُونَ ’nin mahzuf haberine müteallik olup nasb alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

اٰمَنَ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi أمن ’dir.

İf’al babı fiile tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), târız (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de  fiilin mücerret manasını ifade eder.  

مُفْلِح۪ينَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

فَاَمَّا مَنْ تَابَ وَاٰمَنَ وَعَمِلَ صَالِحاً فَعَسٰٓى اَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ

 

فَ , istînâfiyyedir.  اَمَّا ’nın dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber talebî kelamdır.

اَمَّا  harf-i şart, tafsil ve tekid için kullanılır. Şart harfi olması için kendisinden sonra  فَ  harfinin gelmesi zorunludur. Zemahşerî:  اَمَّا  cümleye tekid anlamı kazandırır, demiştir. (Suyûtî, İtkan, c. 1, s. 419)

اَمَّا , haberin mübtedaya isnadını tekid eder. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâğî Tefsiri, Câsiye/31, C. 6, s. 267) 

Müşterek ism-i mevsûl  مَنْ , mübtedadır. Mevsûlün sılası olan  تَابَ , müspet mazi fiil sıygasında gelerek hudûs, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. 

Aynı üslupta gelen  اٰمَنَ  ve  وَعَمِلَ صَالِحاً  cümleleri, sıla cümlesi olan  تَابَ ’ye matuftur. Her iki cümlenin atıf sebebi hükümde ortaklıktır. 

صَالِحاً , mef’ûlun bihtir veya mahzuf mef’ûlu mutlaktan naibdir. Yani mahzuf masdarın sıfatıdır. Takdiri;  عمل عملاً صالحاً (Salih bir amel yaptı)’dır.

فَ  rabıtadır. Terecci manalı nakıs fiil  عَسَى ’nın dahil olduğu  فَعَسٰٓى اَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ  cümlesi, mübteda olan  مَنْ ’in haberidir. Gayr-ı talebî inşâî isnaddır. Allah Teâlâ’nın mütekellim olduğu cümlede, terecci fiili  عَسٰٓى  kesinlik bildirdiği için cümle, mecâz-ı mürsel mürekkebdir.

Mahmut Sâfî’ye göre  عَسٰٓى  mazi fiil sıygasında gelmiş tam fiildir. (htps://tafsir.app/28/67)

Şirkten dönüş yaparak iman edip salih amel işleyen müşrikler ise Allah indinde felaha erenlerden olacaklardır.  عَسٰٓى  fiili büyüklerden sadır olduğunda kesinlik ifade eder. (Nitekim Hasan-ı Basrî’ye göre Allah hakkında kullanılan عَسٰٓى  (muhtemelen) fiilleri, ihtimal ve beklenti değil, gereklilik / kesinlik ifade eder. “…muhtemelen …olacaklardır” ifadesinde dönüş yapanın ümit ve arzusu kastediliyor da olabilir; buna göre adeta Allah Teâlâ, “Dönüş yapan kurtulmayı arzulasın!” buyurmuş olmaktadır. (Keşşâf)

Burada şüphe bildiren kelimenin kullanılması (عَسَى /umulur, belki), büyüklerin adeti olarak kesinlik ifade etmektedir. Yahut tövbe eden tarafından umut ifade etmektedir. Yani tövbe eden felahı ummalıdır. (Ebüssuûd)

Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki  يَكُونَ مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ  cümlesi, masdar teviliyle  عَسٰٓى  fiilinin faili konumundadır. 

Masdar-ı müevvel,  كاَنَ ’nin dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır

Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Car mecrur  مِنَ الْمُفْلِح۪ينَ , nakıs fiil  كاَنَ ’nin mahzuf haberine mütealliktir.

Ayetin başındaki ism-i mevsûlde cem’ edilenler, tövbe edenler, iman edenler, ve salih amel yapanlar şeklinde sayılmıştır. Bu üslup cem' ma’at-taksim sanatıdır.

صَالِحاً - الْمُفْلِح۪ينَ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.