Âl-i İmrân Sûresi 25. Ayet

فَكَيْفَ اِذَا جَمَعْنَاهُمْ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ ف۪يهِ وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ  ...

Bakalım, kendilerini o geleceğinde hiç şüphe olmayan gün için bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese kazandığı tamamen ödendiği vakit, hâlleri nice olacaktır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَكَيْفَ peki nasıl (olacak)? ك ي ف
2 إِذَا zaman
3 جَمَعْنَاهُمْ topladığımız ج م ع
4 لِيَوْمٍ bir gün için ي و م
5 لَا
6 رَيْبَ hiç şüphe olmayan ر ي ب
7 فِيهِ kendisinde
8 وَوُفِّيَتْ ve tastamam verilip و ف ي
9 كُلُّ her ك ل ل
10 نَفْسٍ insanın ن ف س
11 مَا
12 كَسَبَتْ kazandığı ك س ب
13 وَهُمْ ve onların
14 لَا asla
15 يُظْلَمُونَ zulme uğratılmadığı ظ ل م
 

فَكَيْفَ اِذَا جَمَعْنَاهُمْ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ ف۪يهِ


فَ  istînâfiyyedir. İstifham ismi  كَیۡفَ  mahzuf mübtedanın mukaddem haberi olarak mahallen merfûdur. Takdiri; صنعهم (Onlara yaptı.) şeklindedir. 

إِذَا  şart manalı, cümleye muzâf olan, cezmetmeyen zaman zarfıdır.  

إِذَا  şart harfi vukû bulma ihtimali kesin olan durumlar için gelir. جَمَعْنَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. Sükun üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir  نَا  fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  هُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.  لِيَوْمٍ  car mecruru  جَمَعْنَاهُمْ ’e müteallıktır.

لَا رَيْبَ ف۪يهِ  cümlesi  يَوْمٍ ’in sıfatı olarak mahallen mecrurdur. لَا  harfi cinsini nefyeden olumsuzluk harfidir. İsmini nasb haberini ref eder.  رَيْبَ  kelimesi  لَا ’nın ismi olarak mansubtur.  ف۪يهِ  car mecruru  لَا ’nın mahzuf haberine müteallıktır.  


وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ


وُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ  cümlesi atıf harfi  وَ ’la makabline matuftur. وُفِّيَتْ  meçhul mebni mazi fiildir.  تۡ  te’nis alametidir.  كُلُّ  naib-i faildir.  نَفْسٍ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 

Müşterek ism-i mevsûl  مَا , mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. İsm-i mevsûlun sılası  كَسَبَتْ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.


وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ


İsim cümlesidir. وَ  haliyyedir. Munfasıl zamir  هُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur.  لَا يُظْلَمُونَ۟  haber olarak mahallen merfûdur.

لَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır. يُظْلَمُونَ۟  meçhul olarak gelmiş muzari fiildir.  نَ ’un sübutuyla merfûdur. Zamir olan çoğul و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.
 

فَكَيْفَ اِذَا جَمَعْنَاهُمْ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ ف۪يهِ


فَ  istînâfiyyedir. Cümle, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Cümlede takdim-tehir sanatı vardır.  كَيْفَ, mukaddem haber olarak ref mahallindedir.

Zaman zarfı  اِذَا  şart manasından mücerret olarak ...جَمَعْنَاهُمْ  cümlesine muzâf olmuştur. 

Muzâfun ileyh olan ...جَمَعْنَاهُمْ  müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

كَيْفَ  istifham harfi taaccüp ve korkunçluk kastıyla mecaz olarak kullanılmıştır. (Âşûr)

لِيَوْمٍ’deki tenvin tazim ifade eder.

يَوْمٍ  ibaresiyle gün değil, o günkü hesaba çekme kastedilir. Îcâz-ı hazif düşünülebilir. 

لَا رَيْبَ ف۪يهِ  cümlesinde  لَا ’nın haberinin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.  ف۪يهِ  bu mahzuf habere müteallıktır. Faide-i haber ibtidaî kelam olan bu cümle  لِيَوْمٍ  için sıfattır. Sıfat cümleleri anlamı zenginleştirmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

Allahu Teâlâ onların içinde bulundukları cehalet sebebiyle aldanışlarını anlattıktan sonra cehaletin tamamıyla ortadan kalkacağı ve aldanışların ortaya çıkacağı bir günün mutlaka geleceğini beyan edip “Onları, (vukuunda) hiç şüphe olmayan bir günde topladığımız zaman nice olacak?” buyurmuştur. Bu sözde bir hazif vardır ve takdiri; فكيف صورتهم وحالهم (Onların durumları ve halleri nice olacak?) şeklindedir. كَيْفَ [nasıl, nice] kelimesi kendisine delalet ettiği için “hal” kelimesi hazf olunur. Ayet böylece bütün azap çeşitlerini araştırıp hatırlamaya sevk edeceği için daha fazla belâgatı ifade etmektedir. (Fahreddin er-Râzî, Tefsir-i Kebir)

Soru gerçek manada soru olmayıp taaccüp kastıyla geldiği için mecaz-ı mürsel mürekkebtir. [Fakat onları gelmesinde şüphe edilmeyen bir gün için topladığımız zaman (halleri) nice olur?] Burada gizli bir ifade vardır. Yani halleri nasıl olur? Kıyamet günü hangi çareye başvuracaklardır? “Bir günde” değil de [bir gün için] demesinin sebebi ceza/karşılık günü için manasında olmasındandır. (Ömer Nesefî, et-Teysîr fi’t Tefsîr)

Kur’an’da genelde kıyamet ile alakalı ve kıyametten sonrasını anlatan fiiller için meçhul kalıp kullanılır. Çünkü kimin yaptığı zaten bellidir. O sırada insanların hissedeceği duyguları, korkuyu, acıyı öne çıkarmak için fail gizlenir.


وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ

 

Cer mahallindeki cümle وَ ’la  لَا رَيْبَ ف۪يهِ cümlesine atfedilmiştir. Müspet fiil cümlesi formunda faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fiil meçhul bina edilerek mef’ûle dikkat çekilmiştir.

Mef’ûl konumundaki müşterek ism-i mevsûl  مَا ’nın sılası mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Mevsûlde tevcih sanatı vardır.

وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ  sözünde temsili istiare vardır. Dünya bir işyeri, pazar, insanlar da bu dünyada işçidir. Ahirette, Allah Teâlâ ücretleri ödeyecektir.

وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ  [Herkesin kazandığının tamamen kendisine ödendiği] buyrulması, bu iki şey arasında tam bir ilişki ve mülazemet (birbirini gerektirme) bulunduğunu ve bundan dolayı da bu iki şeyin bir şey gibi sayıldığını bildirmek içindir. (Ebüssuûd)

 

 وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ


Ayet sübut ifade eden isim cümlesi formunda gelmiş faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlenin müsnedi menfi muzari fiil sıygasında gelmiştir. Bu durum hükmü takviye, teceddüt ve istimrar ifade eder. Ayrıca muzari fiil muhatabın dikkatini tecessüm özelliğiyle uyararak konuyu anlamasında yardımcı olur. 

Hal  وَ ’ı ile gelmiş bu cümle ıtnâbtır. 

وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ [haksızlığa da uğramazlar] ifadesi anlam itibarıyla [herkes]e كُلُّ نَفْسٍ işaret eder. Çünkü  كُلُّ نَفْسٍ  ifadesi “bütün insanlar” manasındadır. (Keşşâf)