A'râf Sûresi 67. Ayet

قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي سَفَاهَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ  ...

Hûd, şöyle dedi: “Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالَ dedi ق و ل
2 يَا قَوْمِ kavmim ق و م
3 لَيْسَ yoktur ل ي س
4 بِي bende
5 سَفَاهَةٌ beyinsizlik س ف ه
6 وَلَٰكِنِّي fakat ben
7 رَسُولٌ bir elçiyim ر س ل
8 مِنْ tarafından
9 رَبِّ Rabbi ر ب ب
10 الْعَالَمِينَ alemlerin ع ل م
 

قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي سَفَاهَةٌ

 

Fiil cümlesidir.  قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri  هو ’dir. 

Mekulü’l-kavli,  يَا قَوْمِ ’dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubtur.

يَا  nida harfi,  قَوْمِ  münadadır. Kelimenin sonundaki kesra muzâfun ileyhten ivazdır. Mütekellim  ي ’sı mahzuftur.

Nidanın cevabı  لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ ‘dur.  لَيْسَ  camid nakıs fiildir.  كَانَ  gibi isim cümlesinin başına gelir, ismini ref haberini nasb eder.

ب۪ي  car mecruru  لَيْسَ ’nin mahzuf mukaddem haberine müteallıktır.  سَفَاهَةٌ  kelimesi  لَيْسَ ’nin muahhar ismidir.


 وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

 

وَ  atıf harfidir.  لٰكِنّ۪ي  istidrak harfidir.  لٰكِنَّ  harfi,  اِنَّ  gibi ismini nasb haberini ref eder. Bazı müfessirlere göre,  لٰكِنَّ  de  اِنَّ  gibi cümleyi tekid eder.

Muttasıl zamir olan  ي  harfi  لٰكِنّ۪ي  ’nin ismi olarak mahallen mansubtur.  رَسُولٌ  kelimesi  لٰكِنّ۪ي ‘nin haberi olup lafzen merfûdur.

مِنْ رَبِّ  car mecruru  رَسُولٌ  kelimesinin mahzuf sıfatına müteallıktır.  الْعَالَم۪ينَ  muzâfun ileyh olup cer alameti  ى  harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.
 

قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي سَفَاهَةٌ 

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlede fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Cümle, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli, nida üslubunda talebî inşaî isnaddır. Nidanın cevabı olan  لَيْسَ ب۪ي سَفَاهَةٌ  cümlesi,  لَيْسَ ‘nin dahil olduğu isim cümlesidir. Sübut ifade eden bu cümlede takdim-tehir ve îcaz-ı hazif sanatları vardır. 

 لَيْسَ , ب۪ي ‘nin mahzuf mukaddem haberine müteallıktır.  سَفَاهَةٌ , muahhar ismidir. 

Müsnedün ileyhin nekre gelişi tahkir ve  “hiçbir” anlamında umum ifade eder. Bilindiği gibi nefy sıyakında nekre, umuma işarettir.

ب۪ي  ibaresine dahil olan  ب۪  harfi mülâbese ve musahabe ifadesi içindir.(Âşûr)


وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

 

Nidanın cevabına  وَ ’la atfedilen cümle,  لٰكِنّ۪ ’nin dahil olduğu isim cümlesidir. Faide-i haber inkârî kelamdır. 

İsim cümleleri sübut ifade eder. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meâni İlmi)

Car mecrur  رَسُولٌ , مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ’un mahzuf sıfatına müteallıktır. 

رَبِّ الْعَالَم۪ينَ  izafetinde âlemler, Rabb ismine muzâfun ileyh olmakla şan ve şeref kazanmıştır.

Allah Teâlâ’dan  رَبِّ الْعَالَم۪ينَ  şeklinde bahsedilmesi; her tür mahlukatın Malik’i olması dolayısıyla azametine işaret eder. (Âşûr, Mutaffifin/5)

61.ayetle çok benzer bir şekilde gelmiştir. İki ayet arasında reddü'l-acüz ale's-sadr sanatı vardır.

-Allah’ın selamı üzerlerine olsun- peygamberlerin, kendilerini sapkınlık ve beyinsizlikle suçlayanlara verdikleri cevaplarda güzel bir edep ve büyük bir olgunluk söz konusudur. Onlar, aslında hasımlarının, insanların en sapkınları ve en beyinsizleri olduklarını bildikleri halde yine de onlara onların söylemi ile karşılık vermemiş; onların suçlamalarını görmezden gelmişlerdir. Yüce Allah’ın onların bu cevaplarını Kur’an’da bize nakletmiş olması da kullarına beyinsiz kimselerle nasıl muhatap olacaklarını, onların söylediklerinin üzerini nasıl örteceklerini öğretmek sadedindedir. (Keşşâf)