وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَاراًۜ
Mevele مول :
الْمالُ – المَيْلُ maddeleri arasında iştikakı ekber vardır. Bu nedenle Müfredatta iki türev de tek bir madde altında incelenmiştir. (Hazırlayanın notu) مَيْلٌ Orta olandan sapıp iki taraftan birine meyletmektir. Bu sözcük haksızlık ve zulüm için de kullanılır. Cisimler için kullanıldığında yaratılıştaki sapmalar anlamındadır. Arazlarda kullanıldığında ise eğilim göstermek manasındadır. مالٌ da sürekli bir eğilim gösterildiğinden ve eriyip gittiğinden bu ismi almıştır, onun için ona araz adı verilmiştir.
َمال -ُ Çok olmak; özellikle sığır. مالٌ Ç. أمْوالٌ Zenginlik, servet, varlık, mal, özellikle sürüler ve yığınlar.
Bu maddedeki asıl anlam insanın para, hayvanlar, köle vs. ye sahip olmasıdır. الْمالُ ve المِلْك arasındaki fark ise المِلْك kelimesinde bir şeyin onun hükümranlık ve istikrarı altında olmasıdır. المال ise aksine kendisi için kıymeti olan demektir ve şahsın kendisiyle ilgilidir. Aralarında bu yönden umum ve husus ilişkisi vardır.
Sultan, memleket ve insanların işlerine sahip olur ( مَلِكٌ ). O bizzat maliktir denilir. Fakat işler ve nefs maldır denmesi doğru olmaz.
Mallar fayda ve istifade açısından sahibine çocuklardan daha ziyadedir. Zira buna göre Allah u Teala 111/2 مَآ أَغْنَىٰ عَنْهُ مَالُهُۥ وَمَا كَسَبَ buyurmuş da ما أغنى عن وَلَدَهُ dememiştir. Son olarak
(Müfredat-Furuq-Tahqiq-John Penrice) Kuran’ı Kerim’de sadece isim formunda 86 defa geçmiştir. (Mu'cemu-l Mufehres) Türkçede kullanılan şekilleri mal, maval, emvâl, mâli, maliye ve maliyettir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَاراًۜ
Ayet, atıf harfi وَ ‘la önceki ayetteki يُرْسِلِ ‘ye matuftur.
Atıf harflerinden biri kullanılarak iki kelimeyi veya iki cümleyi birbirine bağlamaya atf-ı nesak denir. Atıf harfinden önce gelene matufun aleyh, sonra gelene matuf denir. Matuf ve matufun aleyh arasında îrab bakımından, siga bakımından, cümlelerin haberî veya inşaî olması bakımından uyum olur. Mana bakımından aralarında uygunluk varsa fiil isme atfedilebilir. Müstetir zamir atıf olmaz. Matufun îrabı her zaman için matufun aleyhe uyar.
Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
Fiil cümlesidir. يُمْدِدْكُمْ sukün ile meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
بِاَمْوَالٍ car mecruru يُمْدِدْكُمْ fiiline mütealliktir. بَن۪ينَ atıf harfi وَ ‘la makabline mütealliktir. بَن۪ينَ cemi müzekker salim kelimelere mülhak olduğu için cer alameti ي ‘dir.
يَجْعَلْ atıf harfi وَ ‘la يُرْسِلِ ‘ye matuftur. يَجْعَلْ sukün ile meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. لَكُمْ car mecruru amili olan يَجْعَلْ ‘nin mahzuf ikinci mef’ûlün bihine mütealliktir.
يَجْعَلْ değiştirme manasında kalp fiillerindendir. Değiştirme manasına gelen جَعَلَ kelimesi 3 şekilde gelir:
1. Bir şeyden başka bir şey meydana getirmek
2. Bir halden başka bir hale geçmek
3. Bir şeyle başka bir şeye hükmetmek. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
جَنَّاتٍ mef’ûlun bih olup nasb alameti kesradır. Cemi müennes salim kelimeler hareke ile îrablanır. يَجْعَلْ atıf harfi وَ ‘la يُرْسِلِ ‘ye matuftur.
يَجْعَلْ sukün ile meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. لَكُمْ car mecruru يَجْعَلْ fiiline mütealliktir. اَنْهَاراًۜ mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur.
يُمْدِدْكُمْ fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil if’âl babındandır. Sülâsîsi مدد ’dir.
إِفْعَال babı fiile, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazan da fiilin mücerret manasını ifade eder.
وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَن۪ينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَاراًۜ
Ayet atıf harfi وَ ile önceki ayetteki cevap cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fiilin meczum olması şart cümlesinin talep ifade etmesi sebebiyledir.
Muzari fiil teceddüt, istimrar ve tecessüm ifade etmiştir. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
بِاَمْوَالٍ car mecruru, يُمْدِدْكُمْ fiiline mütealliktir.
بَن۪ينَ , car mecruru اَمْوَالٍ ‘e matuftur. Cihet-i câmia tezâyüftür. Bu iki kelime arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
يُمْدِدْكُمْ ’de cem, بَن۪ينَ - اَمْوَالٍ ’de taksim vardır.
Aynı üsluptaki وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ ve وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَاراً cümleleri atıf harfi وَ ’la makabline atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Son iki cümledeki لَكُمْ car mecrurları, mahzuf ikinci mef’ûllere mütealliktir. Mef’ûllerin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır.
İki cümlede de takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur لَكُمْ , durumun onlara has olduğunu vurgulamak için birinci mef’ûle takdim edilmiştir.
جَنَّاتٍ ve اَنْهَاراًۜ ’deki nekrelik tazim, kesret ve nev ifade eder.
لَكُمْ - يَجْعَلْ kelimelerinin tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Bu ayetin ifade ettiği manadan dolayı yağmur duasında istiğfar (bağış dileme) meşru kılındı. Araziler kurak kış olduğunda ve yağmurlar kesildiğinde tüm bilginlerin ittifakıyla yağmur duasına çıkmak sünnettir. (Rûhu’l Beyân)