قُلْ نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ لِيُثَبِّتَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَهُدًى وَبُشْرٰى لِلْمُسْلِم۪ينَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | قُلْ | de ki |
|
2 | نَزَّلَهُ | onu indirdi |
|
3 | رُوحُ | Ruhu’l- |
|
4 | الْقُدُسِ | -Kudüs |
|
5 | مِنْ | -nden |
|
6 | رَبِّكَ | Rabbi- |
|
7 | بِالْحَقِّ | gerçek olarak |
|
8 | لِيُثَبِّتَ | sağlamlaştırmak için |
|
9 | الَّذِينَ | kimseleri |
|
10 | امَنُوا | inanan(ları) |
|
11 | وَهُدًى | ve yol gösterici |
|
12 | وَبُشْرَىٰ | ve müjde olarak |
|
13 | لِلْمُسْلِمِينَ | müslümanlara |
|
قُلْ نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ لِيُثَبِّتَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَهُدًى وَبُشْرٰى لِلْمُسْلِم۪ينَ
Fiil cümlesidir. قُلْ sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ’dir. Mekulü’l-kavli, نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ ’dur. قُلْ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
نَزَّلَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir هُ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
رُوحُ fail olup lafzen merfûdur. Aynı zamanda muzâftır. الْقُدُسِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
مِنْ رَبِّكَ car mecruru نَزَّلَ fiiline müteallıktır. بِالْحَقِّ car mecruru نَزَّلَ ’deki failin mahzuf haline veya رَبِّكَ ’deki muhatap zamirine müteallıktır.
لِ harfi, يُثَبِّتَ fiilini gizli اَنْ ’le nasb ederek manasını sebep bildiren masdara çeviren cer harfidir.
اَنْ harfi 6 yerde gizli olarak gelebilir: 1) Harf-i cer olan (حَتّٰٓى)’dan sonra, 2) Atıf olan اَوْ ’den sonra, 3) Lam-ı cuhûddan sonra, 4) Lam-ı ta’lilden (sebep bildiren لِ) sonra, 5) Vav-ı maiyye (وَ)’ den sonra, 6) Sebep fe (فَ)’sinden sonra. Burada harf-i cerden sonra geldiği için gizlenmiştir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اَنْ ve masdar-ı müevvel, لِ harf-i ceriyle birlikte نَزَّلَ fiiline müteallıktır.
يُثَبِّتَ mansub muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ’dir.
Cemi müzekker has ism-i mevsûl الَّذ۪ينَ , mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. İsm-i mevsûlun sılası اٰمَنُوا ’dur. Îrabtan mahalli yoktur.
اٰمَنُوا damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
وَ atıf harfidir. Haliyye olması da caizdir.
هُدًى elif üzere mukadder kesra ile mecrur olup masdar-ı müevvel’e matuf veya mahzuf mübtedanın haberidir. Takdiri, هو (O) şeklindedir.
بُشْرٰى atıf harfi وَ ’la هُدًى ’e matuftur.
لِلْمُسْلِم۪ينَ car mecruru بُشْرٰى ’ya müteallıktır. لِلْمُسْلِم۪ينَ ’nin cer alameti ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harf ile îrablanır.
مُسْلِم۪ينَ kelimesi sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قُلْ نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ لِيُثَبِّتَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَهُدًى وَبُشْرٰى لِلْمُسْلِم۪ينَ
İstînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Ayetin başında bu emrin bulunması mekulü’l-kavlin Allah katında bir önemi, şanı ve ciddiyeti bulunduğuna işaret eder.
قُلِ fiilinin mekulü’l-kavli olan نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
رَبِّكَ izafetinde Rabb ismine muzâf olan كَ zamiri dolayısıyla Hz. Peygamber, şan ve şeref kazanmıştır. Ayrıca bu izafet, Allah Teâlâ’nın onu koruyup desteklediğinin işaretidir.
كَ zamiri Peygamberimize ait ise zamirde iltifat var demektir. مِنْ ربي (Rabbimden) demesi beklenirdi.
Sebep bildiren harf-i cer لِ ’nin gizli أنْ ’le masdar yaptığı …لِيُثَبِّتَ cümlesi, لِ ile birlikte mukadder نَزَّلَ fiiline müteallıktır. Masdar-ı müevvel cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
لِيُثَبِّتَ fiilinin mef’ûlü konumundaki has ism-i mevsûl الَّذ۪ينَ ’nin sılası olan اٰمَنُوا , mazi fiil sıygasında gelerek sebata, temekkün ve istikrara işaret etmiştir. (Vakafat, s. 107)
رُوحُ ’un, temiz manasına olan الْقُدُسِ ’ye izafeti, خاتم الجود (cömert Hatim) türünden (mevsûfun sıfata izafeti kabilinden)dir.
رُوحُ الْقُدُس ifadesinde istiare vardır. Çünkü bununla kastedilen, - ona selam olsun- Cebrail’dir. Kudüs temizliktir. Ona Rûhulkudüs (temiz ruh) adının verilmesi, dinin canlılığının, müminlerin temizliğinin, onun (Cebrail’in) peygamberlere -onlara selam olsun- getirdiği hükümler, şeriatlar, edepler ve faydalı şeyler sayesinde gerçekleşmesidir.
ينزِّل ve نَزَّلَ kalıplarındaki tefîl babı Kur'an'ın maslahat icabı ve değişim gereği olarak azar azar indirildiğine dikkat çekmek içindir.
Ayetteki هُدًى ve بُشْرٰى..... ifadeleri mef'ûlün leh olup يُثَبِّتَ fiilinin mahalline matuftur. Buna göre ifadenin takdiri, “Onları sabit kadem kılmak, irşad etmek ve müjdelemek için” şeklinde olur. Bu ifadede, bu sıfatların zıddının müminlerin dışındakiler için olduğuna da bir tarîz ve çıtlatma vardır. (Fahreddin er-Râzî)
رُوحُ الْقُدُسِ ’un indirdiği şeyin özellikleri sayılmıştır ki bu taksim sanatıdır.
حَقِّ - بُشْرٰى - هُدًى - اٰمَنُوا - مُسْلِم۪ينَ - رُوحُ الْقُدُس - رَبِّ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır. .