يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يراً مِمَّا كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ قَدْ جَٓاءَكُمْ مِنَ اللّٰهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُب۪ينٌۙ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | يَا أَهْلَ | ehli |
|
2 | الْكِتَابِ | Kitap |
|
3 | قَدْ | muhakkak |
|
4 | جَاءَكُمْ | size geldi |
|
5 | رَسُولُنَا | elçimiz |
|
6 | يُبَيِّنُ | açıklıyor |
|
7 | لَكُمْ | size |
|
8 | كَثِيرًا | çoğunu |
|
9 | مِمَّا | şeylerin |
|
10 | كُنْتُمْ | olduğunuz |
|
11 | تُخْفُونَ | gizlemiş |
|
12 | مِنَ | -tan |
|
13 | الْكِتَابِ | Kitap- |
|
14 | وَيَعْفُو | vaz geçiyor |
|
15 | عَنْ | -ndan |
|
16 | كَثِيرٍ | çoğu- |
|
17 | قَدْ | gerçekten |
|
18 | جَاءَكُمْ | size gelmiştir |
|
19 | مِنَ | -tan |
|
20 | اللَّهِ | Allah- |
|
21 | نُورٌ | bir nur |
|
22 | وَكِتَابٌ | ve bir Kitap |
|
23 | مُبِينٌ | açık |
|
يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يراً مِمَّا كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ
يَٓا nida harfidir. اَهْلَ münadadır. الْكِتَابِ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
Nidanın cevabı قَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولُنَا ’dır. قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder. جَٓاءَ fetha üzere mebni mazi fiildir.
Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur. رَسُولُنَا fail olup lafzen merfûdur. Mütekellim zamiri نَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يراً cümlesi رَسُولُنَا ’nın hali olarak mahallen mansubtur.
يُبَيِّنُ merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
لَكُمْ car mecruru يُبَيِّنُ fiiline müteallıktır. كَث۪يراً mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.
مَا müşterek ism-i mevsûlu, مِنْ harf-i ceriyle birlikte كَث۪يراً ’in mahzuf sıfatına müteallıktır. İsm-i mevsûlun sılası كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.
كُنْتُمْ nakıs fiildir. تُمْ muttasıl zamiri كَانَ ’nin ismi olarak mahallen merfûdur. تُخْفُونَ fiili كَانَ ’nin haberi olarak mahallen mansubtur.
تُخْفُونَ fiili نَ ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur.
مِنَ الْكِتَابِ car mecruru تُخْفُونَ ‘deki mahzuf zamirin haline müteallıktır. Takdiri, تخفونه من الكتاب (Kitaptaki şeyi saklıyorsunuz.) şeklindedir.
يَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍ cümlesi يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يراً’e matuf olup mahallen mansubtur. يَعْفُوا merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri هُو ’dir.
عَنْ كَث۪يرٍ car mecruru يَعْفُوا fiiline müteallıktır.
تُخْفُونَ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir.
Fiil ifâl babındadır. Sülâsîsi خفي ’dır. İf’al babı fiille, tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar. Bazen de fiilin mücerret manasını ifade eder.
قَدْ جَٓاءَكُمْ مِنَ اللّٰهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُب۪ينٌۙ
قَدْ tahkik harfidir. Tekid ifade eder. جَٓاءَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Muttasıl zamir كُمْ mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.
مِنَ اللّٰهِ car mecruru جَٓاءَكُمْ fiiline müteallıktır. نُورٌ fail olup lafzen merfûdur. كِتَابٌ kelimesi atıf harfi وَ ’la makabline matuftur. مُب۪ينٌ kelimesi كِتَابٌ ’un sıfatıdır.
مُب۪ينٌ sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يراً مِمَّا كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ
Müstenefe olan cümle nida üslubunda gayrı talebi inşâî isnaddır. Münada kitap ehlidir. Nidanın cevabı tahkik harfi قَدْ ile tekid edilmiş müspet mazi fiil sıygasındaki قَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولُنَا cümlesidir. Faide-i haber talebî kelamdır.
رَسُولُنَا izafetinde azamet zamirine muzâf olan رَسُولُ, şan ve şeref kazanmıştır.
اَهْلَ الْكِتَابِ Yahudi ve Hristiyanlardan kinayedir.
يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يراً cümlesi رَسُولُنَا için hal cümlesidir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Hal cümlesinin وَ olmadan gelmesi bu halin mevsufta sürekli ve sabit olduğuna işaret eder.
Muzari fiildeki istimrar, teceddüt ve tecessüm özelliğide manayı kuvvetlendirmiştir. Hal cümlesi ıtnâb sanatıdır.
Müşterek ism-i mevsûl مَّا, mecrur mahalde يُبَيِّنُ fiiline müteallıktır.
Sıla cümlesinde كَان’nin haberinin muzari fiil cümlesi formunda gelmesi, hükmü takviye, hudûs, teceddüt ve tecessüm ifade eder.
وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍ cümlesi يُبَيِّنُ cümlesine وَ ’la atfedilmiştir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
تُخْفُونَ - يُبَيِّنُ kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.
مِمَّا كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ [Sizin kitaptan gizlediklerinizi açıklayan] cümlesinde idmâc vardır. Hem onların gerçekleri gizlediğini hem de gelen son resulü haber verir.
يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يراً مِمَّا كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ [Kitaptan gizlediğiniz şeylerin çoğunu açıklıyor.] cümlesiyle وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍ [bir çoğunu da kapatıyor] cümlesi arasında mukabele vardır.
Bu kelam, terğîb (rağbet ettirme) ve terhib (korkutma) olarak, onların bu hakikatleri gizlememeleri için teşvik anlamını taşır.
Diğer bir görüşe göre bu beyan “Sizin bir çok suçlarınızı affediyor ve onlardan dolayı sizi muaheze etmiyor.” anlamına gelir. (Ebüssuûd)
الْكِتَابِ lafzı, cins olduğu için müfred olarak getirilmiştir. (Fahreddin er-Râzî)
يَعْفُو fiili “yüz çevirmek ve desteklememek” manasındadır. (Âşûr)
قَدْ جَٓاءَكُمْ مِنَ اللّٰهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُب۪ينٌۙ
İstînâfiyye olarak fasılla gelen cümle قَدْ ile tekid edilmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Ayetteki نُورٌ ile Hazreti Muhammed, الْكِتَابِ ile de Kur’an-ı Kerim ya da نُورٌ ile İslam, الْكِتَابِ ile Kur'an kastedilmiştir. (Fahreddin er- Razî)
قَدْ جَٓاءَكُمْ cümlesi ve الْكِتَابِ - كَث۪يراً kelimelerinin tekrarında reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır. İkinci cümle birincisinden bedel-i iştimâldir. Bedel, ıtnâb babındandır.
نُورٌ ve وَكِتَابٌ kelimelerindeki nekrelik tazim içindir. Bu kelimeler arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
يُبَيِّنُ - مُب۪ينٌ kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Ayetin başında azamet zamiri gelmişken sonuda Allah ismi zikredilerek iltifat yapılmıştır.
قَدْ جاءَكم مِنَ اللَّهِ نُورٌ cümlesi قَدْ جاءَكم رَسُولُنا cümlesinden bedel-i iştimâldir. Çünkü resulun gelişi hidayet ve Kur’an’ın gelişini de kapsar. قَدْ harfinin tekrarı bedel cümlesinin manasını doğrular. Çünkü bedel-i iştimâl cümlesinin mübeddlü minh ile alakası bedeli mutabıktan daha zayıftır. (Âşur)